HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun madde sıralı, gerekçeli, açıklamalı ve içtihatlı şerhinden oluşan paylaşım forumu...
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

3. Ceza Dairesi 2006/10570 E., 2007/8315 K.

BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA
DENETİM SÜRESİ


Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; gereği görüşülüp düşünüldü:

Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine. Ancak;

5237 sayılı Yasa'nın 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan aynı Yasa'nın 51/3. maddesine göre şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar tatbikine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK'nın 322. maddesi gereğince, hükmün 9. paragrafının çıkarılıp yerine "5237 sayılı Yasa'nın 53/1-a, b, d, e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet ve kayyımlığa ait yetkileri kullanmaktan 53/3. maddesi hükmü gereğince şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına" dair ifadenin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.


İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

3. Ceza Dairesi 2006/8577 E., 2007/5866 K.

KAÇAK ET SATMAK
TECİLLİ CEZANIN AYNEN İNFAZI
TEKERRÜRE ESAS CEZA


Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:

Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;

1-Mağdur sanık Sezer hakkında tanzim olunan tüm adli raporların kapsamı, niteliği ve sanık müdafiinin rapora İtiraz etmesi de nazara alınarak adı geçen şahsa ait tüm raporlar ile tedavi belgeleri Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine gönderilip 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK'daki ölçütlere göre düzenlenecek rapordan sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği düşünülmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

2-Aynen infazına karar verilen Adana Dokuzuncu Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/293 esas ve 2002/176 sayılı kararda, suç tarihi 06.07.1999'da sanık hakkında kaçak et satmak suçundan dolayı 560 sayılı KHK ve 4128 sayılı Yasa'nın 18/A-G maddeleri uyarınca 121.975.000 TL ağır para cezası ile mahkumiyetine karar verildiği, ancak "kaçak et satmak" suçu için 05.06.2004 tarih ve 5179 sayılı Yasa'nın 29. maddesi ile yeni yaptırımlar getirilip maddede idari para cezalarının öngörülmesi karşısında, bu değişikliğe göre tecilli ilamın aynen infazının mümkün bulunup bulunmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

3-Tekerrüre esas alınan Adana Birinci Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2001/420 esas ve 2001/1665 sayılı karardaki para cezasının sanık tarafından ödenmemesi üzerine hapis cezasına çevrilerek infaz edildiği ve bihakkın tahliye tarihinin sonraki suç tarihi olan 03.03.2003'ten sonra 08.04.2003 olması karşısında, tekerrür nedeniyle cezasından artırım yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 11.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

3. Ceza Dairesi 2007/9789 E., 2010/8524 K.

ADLİ PARA CEZASI
ERTELİ CEZANIN AYNEN İNFAZI


Yerinde görülmeyen sair itirazların REDDİNE, ancak,

5237 sayılı TCK'da erteli adli para cezalarına dair ilamların aynen infazına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığı, aynı Kanun'un 51/7. maddesinde belirtilen erteli cezanın aynen infazına dair mevcut düzenlemenin ise ancak hapis cezalarına yönelik olarak kurulan hükümlerle ilgili olarak uygulanabileceği nazara alınmadan İsparta Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2000/130 esas, 2000/707 karar sayılı ilamı ile verilen erteli ağır para cezasının aynen infazına karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'nın 322. maddesi gereğince, hükümden erteli para cezasının aynen infazına ilişkin paragrafın çıkarılması suretiyle hükmün (DÜZELTİLEREK ONANMASINA), 12.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

2. Ceza Dairesi 2007/6390 E., 2007/6303 K.

CEZALARIN ERTELENMESİ
DENETİMLİ SERBESTLİK
SUÇ VE CEZADA KANUNİLİK


Eşe karşı kasten yaralama suçundan sanık Mehmet'in 5237 sayılı TCK'nın 86/2, 86/3-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine, aynı Kanun'un 51/3. maddesi gereğince 1 yıl denetim süresinin belirlenmesi ve denetim süresi içinde alkollü içecek kullanmasının ve alkollü içki kullanılan yerlere girmesinin yasaklanmasına dair, (Dinar Sulh Ceza Mahkemesi)'nin 21.12.2006 tarihli ve 2006/207-247 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlıgı'nca verilen 30.03.2007 gün ve 17620 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay C.Başsavcılığının 16.04.2007 gün ve 2007/68076 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu;

Kanun yararına bozma isteyen teblığnamede;

5237 sayılı TCK'nın "Hapis cezasının ertelenmesi" kenar başlıklı 51. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde, "İşlediği suçtan dolayı iki yıl veVa daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir" hükmü ile aynı maddenin üçüncü fıkrasında, "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkum olunan ceza süresinden az olamaz." hükmü ve dördüncü fıkrasında ise, "Denetim süresi içinde; a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine, b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, mahkemece karar verilebilir." hükmünün yer almasına rağmen, 5 ay hapis cezası ertelenen sanık hakkında, madde hükmünde yer almayan "alkollü içecek kullanmasının ve alkollü içki kullanılan yerlere girmesinin yasaklanmasına" şeklinde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Gereği düşünüldü:

Suçta ve cezada yasallık ilkesi uyarınca, yasada öngörülmeyen yükümlülükler kimseye yüklenemeyeceğinden, kanun yararına bozma iste-mindeki düşünce yerinde görüldüğünden Dinar Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilip kesinleşen 21.12.2006 gün ve 2006/207-247 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca (BOZULMASINA), hükümde yer alan "5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın alkollü içecek kullanmasının ve alkollü içki kullanılan yerlere girmesinin yasaklanmasına" ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün diğer kısmının aynen bırakılmasına 07.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

2. Ceza Dairesi 2008/31535 E., 2009/38112 K.

DENETİM SÜRESİ
HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
VEKALET ÜCRETİ


Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

I- Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan incelenmesinde;

Mühür bozma suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün; 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun'un 3-B maddesi ile değişik 1412 sayılı CMUK'nın 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, sanık ve müdafiinin temyiz isteğinin aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,

II-

Sanık hakkında elektrik hırsızlığı suçundan kurulan mahkumiyet

hükmünün sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan incelenme

sinde;

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesinin a bendinde yazılı "kasıtlı bir suçtan mahkum olmama" koşulunun bulunmaması nedeniyle sanık hakkında hükmün açık-lanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan İnce-lemede;

Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

1-

Müşteki kurum vekilinin usulüne uygun tebligata rağmen duruş

malara gelmediği ve davaya katılmadığı, katılma kararı da verilmediği halde,

sanık aleyhine vekalet ücretine hükmolunması,

2-

TCK'nın 51/3. maddesi gereğince cezası ertelenen hükümlü hakkında

öngörülen denetim süresinin karar tarihinde başlayacağına dair TCK'nın 51.

maddesinde bir hüküm bulunmadığı gibi, aynı maddenin 4. fıkrası gereğince

hükümlü aleyhine bazı kısıtlamalara karar verildiğinde bunların yerine geti

rilmesinin ancak kararın kesinleşmesiyle mümkün olacağı ve aynı maddenin 8.

fıkrası gereğince denetim süresinin yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak

geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağının düzenlendiği, bu ne

denle ertelemenin bir infaz rejimi olduğu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik

Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddesi gereğince de hükmün

infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair düzenlemeler birlikte değerlendi

rildiğinde; cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/3. maddesi gereğince

öngörülen denetim süresinin kararın kesinleşme tarihinde başlayacağı göze

tilmeden, karar tarihinden itibaren başlayacağının belirtilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUK'nın 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), ancak bu aykırılıkların aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,

Hüküm fıkrasından "katılan lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin bölüm" ile hükmolunun hapis cezasının ertelenmesi nedeniyle 2 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin kısımdan "karar tarihinden itibaren" cümlesinin çıkarılmasına, karar verilmesi suretiyle hükmün (DÜZELTİLEREK ONAN-MASINA), 13.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

2. Ceza Dairesi 2008/31732 E., 2009/36453 K.

CEZALARIN ERTELENMESİ
SANIĞIN PİŞMANLIĞI


Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;

1-Sabıkasına konu ilamın adli para cezasına ilişkin olması ve kasıtlı bir suçtan 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 51/1.madde ve fıkrasının a bendine göre, tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK.nun 51. maddesi gereğince ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken; "sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığını" içerir yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2-Hüküm tarihi itibariyle 1412 sayılı CMUK.nun 305. maddesinin yürürlükte bulunduğu ve sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına esas teşkil eden ilamının bu madde uyarınca kesin nitelikte bulunması sebebiyle, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağının gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.9.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

2. Ceza Dairesi 2008/32723 E., 2009/39449 K.

DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ
HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
LEHE KANUN UYGULAMASI


Dosya İncelenerek gereği düşünüldü:

1- Temyiz isteminin reddine dair, 28.03.2008 gün ve 2007/567-2008/116 sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik mağdur vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın istem gibi ONANMASINA,

2- Sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 10. fıkrasında denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesi kararı verileceği şeklindeki hüküm ile 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin 3. fıkrasındaki, cezası ertelenen hükümlü hakkında bir yıldan az üç yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirlenir hükmü ve aynı maddenin 8. fıkrasında da denetim süresi yü-kümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde ceza infaz edilmiş sayılır, hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu davanın düşürülmesi ile tüm hukuki sonuçlarını ortadan kaldırma olanağı tanıdığından erteleme hükümlerinden daha lehe olduğu gözetilmeden, sanığın sosyo-ekonomik durumu dikkate alındığında TCK'nın 51. maddesine göre hükmedilmesî gereken denetim süresi daha kısa olduğundan ertelemenin sanık lehine sonuç doğuracağı şeklindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), 21.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

2. Ceza Dairesi 2009/15742 E., 2010/18481 K.

CEZANIN ERTELENMESİ
HAKSIZ TAHRİK
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
TEKERRÜR
TEKERRÜRE ESAS CEZA


Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesinin a bendinde yazılı "kasıtlı bir suçtan mahkum olmama" koşulunun bulunmaması nedeniyle sanık hakkında hükmün açık-lanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan in-celemede;

Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

1-Sanığın 16.11.2006 tarihinde poliste ve 01.12.2006 tarihinde Cumhuriyet Savcılığı'nda müşteki sıfatıyla verdiği ifadelerinde, oğlu olan mağdurun evde huzursuzluk çıkartarak kendisine saldırdığını, hakaret edip, tehdit ettiğini iddia etmesi karşısında, anılan hususlar taraflara sorularak, sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması

gerektiğinin gözetilmemesi,

2-5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 108. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeler karşısında, ancak hapis veya adli para cezasına ilişkin geçmiş mahkumiyetlerin tekerrüre esas alınabileceği gözetilmeden, sanığın TCK'nın 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince

amatör lig karşılaşmalarına gitmekten yasaklanmaya dair tedbire çevrilmiş olan ilam nedeniyle mükerrir olduğu gerekçesi ile eylemine uyan TCK'nın 86/2.maddesinde öngörülen seçimlik yaptırımlardan hapis cezası tercih edilip,

cezanın da mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,

3- Sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermediği dikkate alınıp, tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, geçmiş mahkumiyetini değerlendiren ve 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinde yer verilmeyen, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle cezanın ertelenmemesine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 08.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

2. Ceza Dairesi 2012/4723 E. , 2012/4717 K.

HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ
ERTELİ CEZANIN İNFAZI
YÜKÜMLÜLÜK İHLALİ
ÇAĞRIYA UYMAMA


Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık Ali’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-f, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 51/1. madde uyarınca ertelenmesine, 51/3. maddesine göre sanığın 1 yıl 8 ay süreyle denetim altında bulundurulmasına, denetim süresince yükümlülük belirlenmesine yer olmadığına, denetim sü­resince rehberlik edecek uzman görevlendirilmesine dair (Akhisar İkinci Asliye Ceza Mahkemesi)’nin 05.11.2009 tarihli ve 2009/376-586 sayılı kararının infazı sırasında, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nce yapılan tebligata uymaması üzerine 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynen infazına ilişkin aynı Mahkemenin 18.04.2011 tarihli ve 2009/376-586 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine ilişkin (Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi)’nin 26.05.2011 tarihli ve 2011/425 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı’nca verilen 02.11.2011 gün ve 2011/13936-56637 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Baş­savcılığı’nın 19.01.2012 gün ve 2011/379476 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51/7. maddesinde “hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen uymamakla ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz ku­rumunda çektirilmesine karar verilir.” hükmünün yer aldığı, cezası ertelenen sanık hakkında rehberlik edecek bir uzman kişi görevlendirilmesinin yü­kümlülük sayılamayacağı, dolayısıyla Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nün çağrısına gelmeyen sanığın yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile erteli cezasının aynen infazına karar verilemeyeceği cihetle, itirazın bu yönden kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Gereği düşünüldü:

Akhisar İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05.11.2009 gün, 2009/376-586 sayılı kararı ile 1 yıl 8 ay hapis cezası TCK’nın 51/1. maddesi uyarınca ertelenen hükümlünün, aynı süreyle denetim altında bulundurulmasına karar verilirken, aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca herhangi bir yükümlülük belir­lenmesine yer olmadığına, 5. fıkrası uyarınca denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek uzman görevlendirilmesine hükmolunmuştur.

TCK’nın 51. maddesinin 3. fıkrasında, deneme süresi belirlenmesi yö-nünden zorunluluk bulunmasına karşın, denetim süresince yükümlülük belir­lenmesi veya uzman kişi görevlendirilmesi hususu hakimin takdirine bıra­kılmıştır. Mahkemece, anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca uzman görevlen-dirilmesine karar verilip, aynı maddenin 4. fıkrasında sınırlı olarak sayılan yükümlülüklere hükmolunmamıştır. TCK’nın 51. maddesinin 7. fıkrası uyarınca, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi iki halde mümkün olup, hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi gerekmektedir. Mahkemece yükümlülük belirlenmemiş olmakla birlikte, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu’nun 5. maddesine, 5560 sayılı Yasa’nın 42. maddesi ile eklenen 2. fıkra uyarınca, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara uyulmaması denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılacağından, 02.03.2010 günü tebliğ edilen ilk çağrıya uymayan hükümlünün, 25.05.2010 günü tebliğ edilen mahkemenin ihtar yazısına ve 17.08.2010 günü tebliğ edilen ikinci çağrıya rağmen Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şubesi’ne başvurmayarak yükümlülük ihlalinde bulunduğu belirlenmekle, hükmün aynen infazına ilişkin ek karara yönelik itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülme­diğinden, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26.05.2011 gün 2011/425 D.İş sayılı kararına yönelik yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 29.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Kullanıcı avatarı
Admin
Site Yöneticisi
Mesajlar: 29554
Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
Meslek: Hukukçu
İletişim:

Re: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ - TCK 51. Md.

Mesaj gönderen Admin »

Ceza Genel Kurulu 2006/11-183 E., 2006/216 K.

BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA
CEZALARIN ERTELENMESİ
HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ


Sahtecilik suçundan 765 sayılı TCY'nın 342/1. maddesi uyarınca kesinleşmiş 2 yıl ağır hapis cezasına hükümlü H... E... Değer'in duruşmalı gerçekleştirilen uyarlama yargılaması sonunda, resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı 5237 sayılı TCY'nın 204. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, daha önce 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm edildiği, ayrıca suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık göstermediği, bu nedenle tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemede bir kanaat oluşmadığından 5237 sayılı TCY'nın 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin olarak A... 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.09.2005 gün ve 290-411 sayılı kararın hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesi 18.04.2006 gün ve 1396-3162 sayı ile hükmün onanmasına karar vermiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 14.06.2006 gün ve 199137 sayı ile;

"Hükümlü hakkında verilen 2 yıllık hapis cezasının ertelenmemesi gerekçelerinden birisi olarak 'sanığın 3 aydan fazla hapis cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün bulunduğu' gösterilmiştir. Oysa hükümlünün gerekçe yapılan sabıkası incelendiğinde, bu mahkûmiyetin bu suçla ilgili verilen ve Yüksek 6. Ceza Dairesinin onamasıyla kesinleşen karar olup, başkaca sabıka kA...a rastlanılmamıştır.

Hükümlüye ait hapis cezasının ertelenmemesine ilişkin gerekçe gösterilirken gerçekte olmayan hapis cezasından bahsedilmiş bulunulmakla, takdir hakkını etkilemiş olması ihtimaline binaen, işlediği suçtan pişmanlık duymadığı ve tekrar suç işleyip işlemeyeceği hususunda kanaat oluşup oluşmadığının bu cezası gözönüne alınmadan değerlendirilmesi gerekeceği cihetle, bu gerekçenin yasaya aykırı olduğu düşünülmüştür." görüşüyle itiraz etmiş, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı 765 sayılı TCY'nın 342/1. maddesi uyarınca 2 yıl ağır hapis cezasına hükümlü H... E... Değer hakkında gerçekleştirdiği uyarlama yargılaması sonunda Yerel Mahkeme, hükümlünün sabit olan sahte kambiyo senedi düzenleme eylemi bakımından hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın daha lehe sonuç verdiğini kabul etmek suretiyle, sahte resmi belge düzenleme suçundan 5237 sayılı TCY'nın 204/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, önceden 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olması ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık göstermemesi karşısında tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemede bir kanaat oluşmadığından 5237 sayılı TCY'nın ertelemeye ilişkin 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar vermiş, bu hüküm Özel Dairece onanmıştır.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise, hükümlü müdafiinin Yargıtay C.Başsavcılığına ibraz ettiği adlî sicil kA...da gözüken tek mahkûmiyet hükmünün, uyarlama yargılamasına konu önceki kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olduğunu, başkaca mahkûmiyetinin bulunmadığını, gerçekte var olmayan bu cezasının takdir hakkının kullanımını etkilemiş olabileceğini, bu bakımdan hükümlünün işlediği suçtan pişmanlık duyup duymadığı ve tekrar suç işleyip işlemeyeceği hususundaki yerel mahkeme kanaatinin bu ceza göz önüne alınmaksızın oluşturulması gerektiğini, dolayısıyla hükmün gerekçesinde bu yönüyle bir zaafiyet bulunduğunu belirterek itiraz etmiştir.

Görüleceği üzere çözümü gereken hukuki uyuşmazlık, hükümlünün hapis cezasının ertelenmesini olanaksız kılar nitelikte bir başka mahkûmiyetinin bulunup bulunmadığı, şayet böyle bir mahkûmiyet mevcut değilse, bu durumun cezanın ertelenmemesi gerekçesini zaafiyete düşürüp düşürmediği noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle belirtilmelidir ki, Yargıtay C.Başsavcılığının itiraz yazısında ileri sürülmemekle birlikte, yerel mahkemenin, 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının hükümlü bakımından daha lehe sonuç doğurduğuna ilişkin tespiti ve uygulamasını bu yasaya göre gerçekleştirmesi hatalıdır. Şöyle ki: lehe yasanın saptanması, önceki ve sonraki yasaların bütün hükümlerinin olaya uygulanması suretiyle her iki yasaya göre ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini ve bu sonuçların karşılaştırılmasını gerekli kılar. Ceza Hukukunda genel kural, suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasanın uygulanmasıdır. Sonradan yürürlüğe giren yasanın geçmiş suçlara uygulanabilmesi, lehe sonuç doğurması halinde mümkündür. Şayet önceki ve sonraki yasalara göre hükmedilecek cezalar ve güvenlik tedbirleri aynı ise sonraki yasanın uygulanması olanaklı değildir.

Somut olayda; H... E... Değer'in kesinleşmiş önceki mahkûmiyeti 2 yıl ağır hapis cezası olup, bu ceza 5252 sayılı Yasanın 6/1. maddesi uyarınca hapse dönüşmüştür. Kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünde değişiklik yargılamasında ise, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nın daha lehe olduğu sonucuna varılarak bu yasanın 204/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırmıştır. Önceki ve sonraki yasalara göre saptanan sonuç ceza miktarlarının aynı olması karşısında, sonradan yürürlüğe giren yasanın lehe olduğundan söz edilemez.

Kaldı ki, 5237 sayılı Yasada hapis cezasına mahkûmiyetin sonucu olarak güvenlik tedbirinin de söz konusu olması karşısında, bu yasaya göre hükmolunan cezanın hükümlü bakımından daha ağır sonuçlar doğurduğu anlaşılmaktadır. Mahkûmiyet hükmünde 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrası uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmemiş ise de, anılan maddedeki hak yoksunluğu hapis cezasına mahkûmiyetin doğal sonucu olup, uygulanması için kararda belirtilmesi zorunlu değildir. Dolayısıyla 5237 sayılı Yasaya göre hükmedilen bu cezanın infazı söz konusu olduğunda, 53. madde uygulanacak ve 1. fıkrasının a, b, c, d ve e bentlerinde belirtilen hak yoksunlukları devreye girecektir. Her ne kadar hükümlü, şartla salıverildiği tarihten itibaren, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini kullanabilecek ise de, diğer hak yoksunlukları cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürecek, başka deyişle, hak ederek salıverilme tarihine kadar hükümlünün bir kısım haklarını kullanamaması söz konusu olacaktır. Oysa, 765 sayılı Yasa ile gerçekleştirilen önceki uygulamada, hükümlünün 31. maddeye göre kamu hizmetlerinden yasaklılığı ve 33. maddeye göre de, yasal kısıtlılık altında bulundurulması söz konusu değildir. 765 sayılı Yasaya göre verilen 2 yıl hapis cezasına ilişkin önceki mahkûmiyetin infazına başlandığında, hükümlü hakkında sadece Medeni Yasanın 407 ve 471. maddeleri uygulanabilecek, dolayısıyla bu durumda kısıtlılık, hapis hali sona erinceye kadar sürecektir. Diğer ifadeyle, kısıtlılığın hak ederek salıverilme tarihinden çok önce, hükümlünün şartla salıverildiği tarihte kalkması olanaklıdır.

Bu durumda, yerel mahkemenin sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY ile gerçekleştirdiği uygulamanın hükümlü lehine sonuç doğurmadığı anlaşıldığından, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının öncelikle bu değişik gerekçe ile kabulü ile Özel Daire onama kararının kaldırılıp yerel mahkeme hükmünün açıklanan hukuka aykırılık nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.

İtirazda ileri sürülen hususun değerlendirmesine gelince;

Yerel Mahkemenin, cezanın ertelenmemesi hususunda 5237 sayılı Yasanın 51. maddesini esas alarak gösterdiği iki gerekçeden biri de, "failin önceden üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm olması"dır.

Ertelemeye yasal engel oluşturan bu gerekçenin isabetli olup olmadığı açıklanan nedenlerle araştırmaya muhtaçtır.

Hükümlü H... E... Değer'in adli sicil kA...ın önceki yargılama sırasında mahkemece getirtilerek dosya içine konduğu, ancak Dizi 9'da kayıtlı zarf içinde olması gereken adli sicil kA...ın dosyasında bulunmadığı anlaşılınca, hükümlü hakkında yakın tarihte işlediği bir başka sahtecilik suçu nedeniyle aynı mahkemede açılan ve önce bu dava ile birleştirilip daha sonra da 22.05.2003 tarihli oturumda tefrikine karar verilen diğer dava dosyasına karışmış olabileceği düşünülmüş, temyiz incelemesi için gönderildiği ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunduğu saptanan bu dosyadaki adli sicil kaydı Yargıtay C.Başsavcılığı ile temasa geçilerek getirtilip dosyasına konulmuştur.

Bu kayda göre; hükümlü H... E... Değer'in 02.05.1995 tarihinde işlediği karşılıksız çek keşide etme suçundan Uşak Asliye Ceza Mahkemesinin 11.07.1996 gün ve 183-845 sayılı kararı ile 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı, kararın 16.09.1996 tarihinde kesinleştiği, kayıtlarda cezanın infazına ilişkin bir bilginin bulunmadığı, bunun dışında hükümlünün 1996 yılı içinde işlediği toplam 4 ayrı ilâmla mal beyanında bulunmama suçundan dolayı İİY'nın 337. maddesi uyarınca 10'ar gün hafif hapis cezası, 3 ayrı ilamla taahhüdü ihlal suçundan dolayı İİY'nın 340. maddesi uyarınca birer ay hafif hapis cezası ile yine 1996 yılı içinde işlediği hacizli malı teslimden kaçınma suçundan dolayı 765 sayılı TCY'nın 276/2. ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 335.000 lira ağır para cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.

Yargıtay C.Başsavcılığı itirazında belirtilen adlî sicil kaydı ise, hükümlü müdafii tarafından düzenlenen ve Özel Daire onama kararına itiraz edilmesi isteğiyle Yargıtay C.Başsavcılığına sunulan dilekçeye ekli 09.05.2006 tarihli kayıttır. Yerel Mahkemenin uyarlama kararından sonraki bir tarihi taşıyan bu adlî sicil kA...da hükümlünün tek bir mahkûmiyeti gözükmektedir. Buna göre, 12.10.1995 tarihinde işlediği sahtecilik suçundan dolayı A... 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2003 gün ve 442-118 sayılı ilamı ile TCY'nın 342/1. maddesi uyarınca 2 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırıldığı, cezanın 26.04.2005 tarihinde kesinleştiği, adlî sicil arşiv kA...ın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Oysa bu kayıt, uyarlama yargılamasına konu önceki kesinleşmiş ilamdaki mahkûmiyetine ilişkindir.

Görüleceği üzere, önceki adlî sicil kA...da H... E... Değer'in karşılıksız çek keşidesi suçundan bir yıl hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti bulunmaktadır. Önceki kayda göre bu mahkûmiyet infaz edilmemiştir; hükümlü müdafii tarafından ibraz edilen sonraki kayıtta da gözükmemektedir. 3167 sayılı Yasanın 16. maddesinde düzenlenen bu suça ilişkin mahkûmiyet kararının kesinleşmesinden ve adlî sicile geçirilmesinden sonra, şikayetten vazgeçildiği veya çek bedeli yasal tazminat ve gecikme faizi ile birlikte ödendiği takdirde, mahkemesinden, cezanın ortadan kaldırılmasına ilişkin bir karar alınması olanaklıdır. Dolayısıyla, bu ceza, sonradan verilen bir karar ile ortadan kaldırılmış olabileceği gibi, infaz edilmek suretiyle Adlî Sicil Yasası hükümlerine göre adlî sicil kA...dan çıkartılmış da olabilir.

Öte yandan, aynı kayıtta yer alan, mal beyanında bulunmama ve taahhüdü ihlal eylemleri nedeniyle verilen hafif hapis cezaları da İcra ve İflas Yasasının 354. maddesinde belirtilen nedenlerle bütün neticeleriyle birlikte ortadan kalkmış olabilir. Kaldı ki, 3167 sayılı Yasanın 16. maddesi, sonradan 4814 sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve karşılıksız çek suçunun yaptırımı adlî para cezasına dönüştürülmüş, hapis cezası sadece bu suçtan mükerrir olanların işlediği karşılıksız çek keşidesi suçu bakımından muhafaza edilmiştir. Dolayısıyla, mükerrir olmayanlara önceden bu suçtan verilen bir yıl hapis cezası, sonraki başka bir cezasının ertelenmesi yönünden tek başına yasal engel oluşturduğu halde, yapılan değişiklik sonrasında bu özelliği ortadan kalkmıştır. Artık böyle bir mahkûmiyet, hükümlünün önceki adlî sicil kA...da gösterilen hafif hapis cezasına ve adlî para cezasına ilişkin diğer bir kısım mahkûmiyetleri gibi, sadece failin geçmişini ve suç işleme eğilimini saptama ve cezasının ertelenmesi halinde yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaatin oluşumu sırasında öteki ölçütlerle beraber kullanılabilecek bir unsura dönüşmüştür. O halde, hükümlünün önceki mahkûmiyetinin ertelemeye yasal olarak engel oluşturup oluşturmadığının kesin olarak tespiti bakımından, öncelikle karşılıksız çek keşidesi suçundan aldığı mahkûmiyetin akıbeti araştırılmalı, 3167 sayılı Yasada sonradan 4814 sayılı Yasa ile gerçekleştirilen değişikliğin önceki mahkûmiyet bakımından doğurduğu sonuçlar değerlendirilmeli, önceki mahkûmiyetin tek başına yasal engel oluşturmadığının saptanması halinde, suç işleme eğilimi veya cezasının ertelenmesinin ileride suç işlemekten çekinmesine neden olup olmayacağı hususlarında yapılacak değerlendirmede diğer ölçütlerle birlikte önceki mahkûmiyetleri de dikkate alınarak tartışılıp değerlendirilmek suretiyle, erteleme-ertelememe hususunda bir karar verilmesi gerekir.

Öte yandan, 765 sayılı TCY'nın 342/1. maddesi ile tayin edilen ve 647 sayılı Yasanın 6. maddesine göre ertelenmesi olanağı bulunmayan 2 yıl ağır hapis cezası, 5252 sayılı Yasanın 6. maddesi ile hapse dönüştürülmüş bulunduğundan, diğer koşullar da mevcutsa bu ceza artık 647 sayılı Yasaya göre ertelenebilir bir mahkûmiyet haline gelmiştir. 765 sayılı Yasanın 342/1. maddesi ile gerçekleştirilen uygulamanın daha lehe sonuç verdiği de dikkate alındığında, bu cezanın ertelenip ertelenmemesi hususunda değerlendirme yapılırken 647 sayılı Yasanın 6. maddesindeki ölçütlerin de gözönünde tutulması gereklidir.

Dolayısıyla, gerek 647 sayılı, gerekse 5237 sayılı Yasalarda erteleme bakımından öngörülen diğer koşulların oluşup oluşmadığının saptanabilmesi bakımından, öncelikle soruşturmanın genişletilmesi ve açıklanan hususların araştırılması gerekir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının açıklanan değişik gerekçe ile KABULÜNE,

2- A... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin uyarlama yargılaması sonunda verdiği 23.09.2005 gün ve 290-411 sayılı hükmünün BOZULMASINA,

3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2006 günü oybirliği ile karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj