Sanığın duruşmadan bağışık tutulması
Madde 196 – (1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) (Değişik: 15/8/2017-KHK-694/147 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/142 md.) Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.
(5) Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.
(6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir.
SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196 - MADDE GEREKÇESİ
MADDE 196.- Maddenin birinci fıkrasında, mahkemece sorgusu yapılmış olmak koşuluyla sanığın, kendisinin veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde avukatının istemi ile duruşmada hazır bulunmaktan vareste tutulabileceği kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasına göre, sanığın kendisine ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulduktan sonra istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir. Ancak üst sınırı beş yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarda istinabe suretiyle sorgu yapılamaz.
Sanığın istinabe yoluyla sorgusunun yapılabileceği hâllerde sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile avukata bildirilir; ancak bunların sorgu sırasında hazır bulunmaları zorunlu değildir.
186 ncı maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi sorgunun istinabe yoluyla yapılmasının neden olacağı sakıncaların giderilmesi veya en aza indirilebilmesi için, olanak bulundukça esas hakkında hükmü verecek mahkemece görüntülü olarak izlenip gerekli soruların da sorulabileceği video marifetiyle yayın yönteminden yararlanılması uygun görülmüştür.
Böylece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde konu edilen “adil yargılanma hakkı” ilkesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararı gözetilerek, hâkimlerin hüküm vermeden önce sanığı bizzat görmeleri sağlanmaya çalışılmıştır.
Maddenin son fıkrasında ise, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla duruşmaya getirilmemesine karar verilebilecek sanıklara ilişkin 1412 sayılı Kanunun 226 ncı maddesinin son fıkrasındaki hükme yer verilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasına göre, sanığın kendisine ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulduktan sonra istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir. Ancak üst sınırı beş yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarda istinabe suretiyle sorgu yapılamaz.
Sanığın istinabe yoluyla sorgusunun yapılabileceği hâllerde sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile avukata bildirilir; ancak bunların sorgu sırasında hazır bulunmaları zorunlu değildir.
186 ncı maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi sorgunun istinabe yoluyla yapılmasının neden olacağı sakıncaların giderilmesi veya en aza indirilebilmesi için, olanak bulundukça esas hakkında hükmü verecek mahkemece görüntülü olarak izlenip gerekli soruların da sorulabileceği video marifetiyle yayın yönteminden yararlanılması uygun görülmüştür.
Böylece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde konu edilen “adil yargılanma hakkı” ilkesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararı gözetilerek, hâkimlerin hüküm vermeden önce sanığı bizzat görmeleri sağlanmaya çalışılmıştır.
Maddenin son fıkrasında ise, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla duruşmaya getirilmemesine karar verilebilecek sanıklara ilişkin 1412 sayılı Kanunun 226 ncı maddesinin son fıkrasındaki hükme yer verilmiştir.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196 - YARGITAY KARARLARI
6. Ceza Dairesi 2022/3602 E. , 2022/15480 K.
"İçtihat Metni"
Bina içinde muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 116/1, 119/1-c, 151 ve 62. (3 kez) gereğince 1 yıl 8 ay hapis, 10 ay hapis ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve 2015/19 Esas, 2015/933 Karar sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı'nın 26.10.2021 gün ve 94660652-105-59-8058-2016-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08.12.2021 gün ve 2021/133994 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Sanığın duruşmadan bağışık tutulması" başlıklı 196. maddesinde yer alan, "(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir." şeklindeki düzenleme ile dosyanın diğer sanığı ...'nin mahkumiyetine ilişkin hükmün bozulmasına dair Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 17/02/2020 tarihli ve 2019/9224 esas, 2020/1963 karar sayılı ilâmında yer alan, "...başka suçtan Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu anlaşılan sanık ... Labazade’nin duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir kararda alınmadan hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmadan hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması... BOZULMASINA...” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında; yargılama aşamasında sanığın savunmasının Mahkemesince 11/05/2015 tarihli oturumda SEGBİS sistemi ile alındığı, kısa kararın da sanığın yokluğunda verildiği, dosya arasında bulunan ceza infaz kurumu bilgileri dahilinde karar tarihi itibariyle başka suçtan ... 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196. maddesi uyarınca savunmasında duruşmalardan vareste tutulmaya yönelik talebi bulunmadığı gözetilerek, kısa kararın okunduğu oturumda hazır edilmeksizin ya da ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığı ile savunması alınmaksızın, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbar yazısı incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden KABULÜ ile, Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve 2015/19 esas, 2015/933 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
Bina içinde muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 116/1, 119/1-c, 151 ve 62. (3 kez) gereğince 1 yıl 8 ay hapis, 10 ay hapis ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve 2015/19 Esas, 2015/933 Karar sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı'nın 26.10.2021 gün ve 94660652-105-59-8058-2016-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08.12.2021 gün ve 2021/133994 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Sanığın duruşmadan bağışık tutulması" başlıklı 196. maddesinde yer alan, "(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir." şeklindeki düzenleme ile dosyanın diğer sanığı ...'nin mahkumiyetine ilişkin hükmün bozulmasına dair Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 17/02/2020 tarihli ve 2019/9224 esas, 2020/1963 karar sayılı ilâmında yer alan, "...başka suçtan Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu anlaşılan sanık ... Labazade’nin duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir kararda alınmadan hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmadan hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması... BOZULMASINA...” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında; yargılama aşamasında sanığın savunmasının Mahkemesince 11/05/2015 tarihli oturumda SEGBİS sistemi ile alındığı, kısa kararın da sanığın yokluğunda verildiği, dosya arasında bulunan ceza infaz kurumu bilgileri dahilinde karar tarihi itibariyle başka suçtan ... 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196. maddesi uyarınca savunmasında duruşmalardan vareste tutulmaya yönelik talebi bulunmadığı gözetilerek, kısa kararın okunduğu oturumda hazır edilmeksizin ya da ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığı ile savunması alınmaksızın, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbar yazısı incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden KABULÜ ile, Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve 2015/19 esas, 2015/933 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196 - YARGITAY KARARLARI
10. Ceza Dairesi 2022/12805 E. , 2022/10338 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme Kararı : Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/01/2009 tarihli 2008/30 esas ve 2009/3 sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı işbölümüne ilişkin kararı uyarınca, itirazın Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucu, Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/01/2009 tarihli 2008/30 esas ve 2009/3 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine dair karar verilmiştir.
Hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin15/02/2016 tarihli 2015/1392 esas ve 2016/1098 sayılı ilamı ile sanık hakkında verilen hükmün, oy birliği ile onanmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında özetle;
“Vareste talebi bulunmayan hükümlünün aynı yargı çevresinde Adana E Tipi Ceza infaz Kurumunda hükümlü/tutuklu olarak bulunduğu sırada 13/01/2009 tarihinde yokluğunda karar verilmiş, sanık müdafii tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 15/02/2016 gün ve 2015/1392 Esas, 2016/1098 sayılı kararı ile onanmış olup; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında değinildiği üzere aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü/tutuklu olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde de bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğundan; 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulmasına, karar verilmesi gerekirken onanmasına dair verilen Yargıtay 9. Ceza Dairesinin söz konusu kararı aleyhine itiraz yoluna başvurmak gerektiği" belirtilerek, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin sanık hakkındaki onama kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenle bozulması istenmiştir.
C) YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
A- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi" kenar başlıklı 308. maddesi:
"(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir."
B- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen) :
"(1) Ceza Muhakemesi Kanununun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır."
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinde düzenlenen “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılama hakkına sahiptir.” hükmü ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6/3. maddesinde düzenlenen “Bir suç isnat edilen herkes, en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
(a) Kendisine yöneltilen suçlamanın mahiyeti ve nedeni hakkında, derhal, anlayabileceği dilde ve ayrıntılı olarak bilgilendirilmiş olmak;
(b) Savunmasını hazırlamak için yeterli zamana ve olanaklara sahip olmak;
(c) Bizzat ya da kendi seçtiği bir yasal yardımcı/(savunmanı) yoluyla savunmasını yapmak ya da, yasal yardım almak için yeterli ödeme gücüne sahip değil ise, bu yardımın, adaletin yararının gerektirmesi halinde, kendisine ücretsiz olarak sağlanması;
(d) Aleyhine olan tanıkları sorguya çekmek ya da çektirmek ve kendi lehine olan tanıkların, aleyhine olan tanıklarla aynı koşullar çerçevesinde, hazır bulunmalarını ve sorgulanmalarını sağlamak; ...” hükmü ile savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıştır.
CMK'nın "Sanığın duruşmadan bağışık tutulması" kenar başlıklı 196/1. maddesinde ise "Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir." hükmü ile asıl olanın sanığın duruşmalarda hazır edilmesi olduğu, sanığın kendisinin veya müdafiinin isteği ile duruşmadan bağışık tutulması halinin istisna olduğu düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi makul sürede adil yargılanmayı mahkemelere ödev, talep edenlere de bir hak olarak öngörmüştür.
Dosya kapsamına ve UYAP'tan yapılan araştırmaya göre; sanığın sorgusunun yapıldığı 01/04/2008 tarihli celsede sanığa CMK'nın 196. maddesinde düzenlenen duruşmadan bağışık tutulmayı isteme hakkının anlatılmadığı, sanığın duruşmadan bağışık tutulmasını talep etmediği ve mahkûmiyet hükmünün verildiği 13/01/2009 tarihinde sanığın aynı yargı çevresinde bulunan Adana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan
tutuklu olduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin15/02/2016 tarihli 2015/1392 esas ve 2016/1098 karar sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA
3- Sanık hakkında verilen 13/01/2009 tarihli mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde :
UYAP kayıtlarına göre aynı yargı çevresinde bulunanAdana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan tutuklu olması nedeniyle kendiliğinden duruşmaya gelme olanağı bulunmayan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebinde bulunmayan sanığın, hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı son oturumda hazır bulundurulması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA,
17/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
"İçtihat Metni"
Mahkeme Kararı : Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/01/2009 tarihli 2008/30 esas ve 2009/3 sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı işbölümüne ilişkin kararı uyarınca, itirazın Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucu, Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/01/2009 tarihli 2008/30 esas ve 2009/3 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine dair karar verilmiştir.
Hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin15/02/2016 tarihli 2015/1392 esas ve 2016/1098 sayılı ilamı ile sanık hakkında verilen hükmün, oy birliği ile onanmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında özetle;
“Vareste talebi bulunmayan hükümlünün aynı yargı çevresinde Adana E Tipi Ceza infaz Kurumunda hükümlü/tutuklu olarak bulunduğu sırada 13/01/2009 tarihinde yokluğunda karar verilmiş, sanık müdafii tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 15/02/2016 gün ve 2015/1392 Esas, 2016/1098 sayılı kararı ile onanmış olup; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında değinildiği üzere aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü/tutuklu olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde de bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğundan; 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulmasına, karar verilmesi gerekirken onanmasına dair verilen Yargıtay 9. Ceza Dairesinin söz konusu kararı aleyhine itiraz yoluna başvurmak gerektiği" belirtilerek, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin sanık hakkındaki onama kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenle bozulması istenmiştir.
C) YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
A- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi" kenar başlıklı 308. maddesi:
"(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir."
B- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen) :
"(1) Ceza Muhakemesi Kanununun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır."
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinde düzenlenen “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılama hakkına sahiptir.” hükmü ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6/3. maddesinde düzenlenen “Bir suç isnat edilen herkes, en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
(a) Kendisine yöneltilen suçlamanın mahiyeti ve nedeni hakkında, derhal, anlayabileceği dilde ve ayrıntılı olarak bilgilendirilmiş olmak;
(b) Savunmasını hazırlamak için yeterli zamana ve olanaklara sahip olmak;
(c) Bizzat ya da kendi seçtiği bir yasal yardımcı/(savunmanı) yoluyla savunmasını yapmak ya da, yasal yardım almak için yeterli ödeme gücüne sahip değil ise, bu yardımın, adaletin yararının gerektirmesi halinde, kendisine ücretsiz olarak sağlanması;
(d) Aleyhine olan tanıkları sorguya çekmek ya da çektirmek ve kendi lehine olan tanıkların, aleyhine olan tanıklarla aynı koşullar çerçevesinde, hazır bulunmalarını ve sorgulanmalarını sağlamak; ...” hükmü ile savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıştır.
CMK'nın "Sanığın duruşmadan bağışık tutulması" kenar başlıklı 196/1. maddesinde ise "Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir." hükmü ile asıl olanın sanığın duruşmalarda hazır edilmesi olduğu, sanığın kendisinin veya müdafiinin isteği ile duruşmadan bağışık tutulması halinin istisna olduğu düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi makul sürede adil yargılanmayı mahkemelere ödev, talep edenlere de bir hak olarak öngörmüştür.
Dosya kapsamına ve UYAP'tan yapılan araştırmaya göre; sanığın sorgusunun yapıldığı 01/04/2008 tarihli celsede sanığa CMK'nın 196. maddesinde düzenlenen duruşmadan bağışık tutulmayı isteme hakkının anlatılmadığı, sanığın duruşmadan bağışık tutulmasını talep etmediği ve mahkûmiyet hükmünün verildiği 13/01/2009 tarihinde sanığın aynı yargı çevresinde bulunan Adana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan
tutuklu olduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin15/02/2016 tarihli 2015/1392 esas ve 2016/1098 karar sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA
3- Sanık hakkında verilen 13/01/2009 tarihli mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde :
UYAP kayıtlarına göre aynı yargı çevresinde bulunanAdana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan tutuklu olması nedeniyle kendiliğinden duruşmaya gelme olanağı bulunmayan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebinde bulunmayan sanığın, hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı son oturumda hazır bulundurulması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA,
17/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196
2. Ceza Dairesi 2021/1297 E. , 2022/13432 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 193/1. maddesinde yer alan “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.”, aynı Kanun’un 196/1. maddesinde yer alan “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.” ve 196/2. maddesinde yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 5 yıl olması karşısında, sanığın talimat mahkemesi sureti ile başka mahkeme tarafından sorguya çekilemeyeceği gözetilmeden savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 28/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 193/1. maddesinde yer alan “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.”, aynı Kanun’un 196/1. maddesinde yer alan “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.” ve 196/2. maddesinde yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 5 yıl olması karşısında, sanığın talimat mahkemesi sureti ile başka mahkeme tarafından sorguya çekilemeyeceği gözetilmeden savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 28/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196
19. Ceza Dairesi 2019/28146 E. , 2021/794 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ...'ın 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddeleri gereğince 47.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, çek düzenleme ve çek hesabı açtırmasından yasaklanmasına dair Bursa 5. İcra Ceza Mahkemesinin 14/09/2018 tarihli ve 2017/1200 esas, 2018/884 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı'nın 01.04.2019 gün ve 2019-2162 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.04.2019 gün ve KYB. 2019/36398 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193/1. maddesinde yer alan “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.”, aynı Kanun’un 196/1. maddesinde yer alan “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.” ve 196/5. maddesinde yer alan “Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, sanığın savunmasının tespit edilmesi amacı ile Adana 4. İcra Ceza Mahkemesinin 2018/82 talimat sayılı dosyası üzerinden çıkartılan tebliğ mazabatasının incelenmesinde, haber verilen komşunun kim olduğu ve bu hususa ilişkin yazılan yazıların anlaşılamadığı, sanığın belirtilen adreste oturup oturmadığı tespit edilmediği, dolayısıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na aykırı olarak yapılan tebligat nedeni ile sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle karar verilmesinde,
2- 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 6273 sayılı Kanun ile değişik 5/1. maddesi uyarınca, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilebileceği, bahse konu çek hesabı sahibinin Ofsit İnş. Tek. Rek. Oto.Prt.Tar. ve Hayv. San Tic. Ltd şirketi, sanığın ise şirketi temsile yetkili kişi olduğu nazara alındığında, sanık hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
A-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2- numaralı istemi yönünden;
5941 sayılı Kanun'un 5/(1). maddesi;
"(1) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür." hükmünü içermektedir.
Hüküm tarihinde ve bugün de yürürlükte bulunan Çek Kanunu'nun 5/(1). maddesinin beşinci cümlesinde, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilecek kişiler;
- Çek hesabı sahibi gerçek kişiler,
- Çek hesabı sahibi tüzel kişiler,
- Çek hesabı sahibi tüzel kişi adına çek keşide edenler,
- Suça konu karşılıksız çekin bir sermaye şirketi (Anonim Şirket, Limited Şirket, Sermayesi Paylara Bölünmüş (Paylı) Komandit Şirket) adına düzenlenmesi halinde, bu kişilerin yanı sıra (ayrıca) yönetim organları ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, sanığın çek hesabı sahibi tüzel kişi Limited Şirket adına düzenlenen çekten dolayı, şirketin temsile yetkili tek müdürü olması karşısında, her ne kadar da somut dosyada çeki keşide eden kişi olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmamışsa da; bir sermaye şirketi olan Limited Şirketin yönetim organı ve aynı zamanda ticaret sicilinde kayıtlı şirket yetkilisi olması nedeniyle yine hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilecek kişilerden olması nedeniyle, mahkemece verilen yasaklılık kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinde yazılı "2-" numaralı bozma nedeni yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,
B-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "1-" numaralı istemi yönünden;
Sanığın savunmasının alınması amacıyla talimat mahkemesince çıkarılan tebligatın, usulüne uygun tebliğ edilmemesi karşısında; sanığın savunma hakkının usulüne uygun kullandırılmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bursa 5. İcra Ceza Mahkemesinin 14/09/2018 tarihli ve 2017/1200 esas, 2018/884 sayılı kararının CMK'nun 309/4-b maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre; kararı veren mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre sanığın savunmasına dair usulü işlemlerin kanun gereği yapılarak, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacak şekilde yeni bir hüküm kurulmasına, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ...'ın 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddeleri gereğince 47.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, çek düzenleme ve çek hesabı açtırmasından yasaklanmasına dair Bursa 5. İcra Ceza Mahkemesinin 14/09/2018 tarihli ve 2017/1200 esas, 2018/884 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı'nın 01.04.2019 gün ve 2019-2162 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.04.2019 gün ve KYB. 2019/36398 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193/1. maddesinde yer alan “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.”, aynı Kanun’un 196/1. maddesinde yer alan “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.” ve 196/5. maddesinde yer alan “Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, sanığın savunmasının tespit edilmesi amacı ile Adana 4. İcra Ceza Mahkemesinin 2018/82 talimat sayılı dosyası üzerinden çıkartılan tebliğ mazabatasının incelenmesinde, haber verilen komşunun kim olduğu ve bu hususa ilişkin yazılan yazıların anlaşılamadığı, sanığın belirtilen adreste oturup oturmadığı tespit edilmediği, dolayısıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na aykırı olarak yapılan tebligat nedeni ile sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle karar verilmesinde,
2- 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 6273 sayılı Kanun ile değişik 5/1. maddesi uyarınca, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilebileceği, bahse konu çek hesabı sahibinin Ofsit İnş. Tek. Rek. Oto.Prt.Tar. ve Hayv. San Tic. Ltd şirketi, sanığın ise şirketi temsile yetkili kişi olduğu nazara alındığında, sanık hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
A-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2- numaralı istemi yönünden;
5941 sayılı Kanun'un 5/(1). maddesi;
"(1) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür." hükmünü içermektedir.
Hüküm tarihinde ve bugün de yürürlükte bulunan Çek Kanunu'nun 5/(1). maddesinin beşinci cümlesinde, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilecek kişiler;
- Çek hesabı sahibi gerçek kişiler,
- Çek hesabı sahibi tüzel kişiler,
- Çek hesabı sahibi tüzel kişi adına çek keşide edenler,
- Suça konu karşılıksız çekin bir sermaye şirketi (Anonim Şirket, Limited Şirket, Sermayesi Paylara Bölünmüş (Paylı) Komandit Şirket) adına düzenlenmesi halinde, bu kişilerin yanı sıra (ayrıca) yönetim organları ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, sanığın çek hesabı sahibi tüzel kişi Limited Şirket adına düzenlenen çekten dolayı, şirketin temsile yetkili tek müdürü olması karşısında, her ne kadar da somut dosyada çeki keşide eden kişi olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmamışsa da; bir sermaye şirketi olan Limited Şirketin yönetim organı ve aynı zamanda ticaret sicilinde kayıtlı şirket yetkilisi olması nedeniyle yine hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilecek kişilerden olması nedeniyle, mahkemece verilen yasaklılık kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinde yazılı "2-" numaralı bozma nedeni yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,
B-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "1-" numaralı istemi yönünden;
Sanığın savunmasının alınması amacıyla talimat mahkemesince çıkarılan tebligatın, usulüne uygun tebliğ edilmemesi karşısında; sanığın savunma hakkının usulüne uygun kullandırılmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bursa 5. İcra Ceza Mahkemesinin 14/09/2018 tarihli ve 2017/1200 esas, 2018/884 sayılı kararının CMK'nun 309/4-b maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre; kararı veren mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre sanığın savunmasına dair usulü işlemlerin kanun gereği yapılarak, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacak şekilde yeni bir hüküm kurulmasına, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196
10. Ceza Dairesi 2019/1121 E. , 2019/2119 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/168 esas ve 2017/387 sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
I) KONUYLA ...:
1- Sanık hakkında 28/03/2017 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/168 esas, 2017/387 sayılı kararı ile TCK'nın 188/3, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 8 yıl 4 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Adalet Bakanlığının 21/01/2019 tarihli yazısı ile “Dosya kapsamına göre, sanığın uyuşturucu madde ticareti olarak belirlenen eylemini cezai yaptırıma bağlayan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188/3. maddesinde hapis cezasının alt sınırının 10 yıl olarak belirlenmesi nedeniyle sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 196. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.” hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden, sanığın yakalama emrine istinaden ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince sorgusunun yapılarak, savunma hakkının kısıtlanması suretiyle mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesi ile kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine,
Dairemizce 11/02/2019 tarihli ve 2019/661 esas, 2019/812 karar sayı ile "Yargılamayı yapan ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığa ulaşılamadığı gerekçesiyle ifadesinin alınmasına yönelik olarak yakalama kararı çıkarılmasını müteakip, sanığın mesai saatleri dışında yakalanması üzerine nöbetçi mahkeme olan ... Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesince savunmasının alınmasının CMK’nın 196/2. maddesine aykırılık teşkil etmeyeceği, Ceza Genel Kurulunun 05.02.2013 tarihli ve 2012/10-1295 esas, 2013/36 sayılı kararında da belirtildiği üzere, hakkında yakalama kararı çıkarılan sanığın yakalandığında nöbetçi mahkeme tarafından savunmasının alınmasının CMK’nın 196/2. maddesinde belirtilen istinabe yolu ile savunma alma yasağının ihlali niteliğinde olmadığı ve sanığın da “duruşmalardan vareste tutulmayı” talep ettiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin reddine" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
II) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; "Yüksek Daire ile Başsavcılığımız arasındaki itirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; sanık ... hakkında mahkûmiyet hükmü kurulurken sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığının belirlenmesine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Sanığın duruşmalardan bağışık tutulması" başlıklı 196. maddesi;
"(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından; sanık ... hakkında 28.03.2017 tarihinde kolluk görevlileri tarafından tutulan tutanak içeriğine göre, ...'un plakasız bir motorsikletle seyir halindeyken yakalandığı, motorsikletin şasi numarasının bulunmadığı, sanığın üst aramasında 10 adet aynı seri numaraları yazılı 100 TL para bulunduğu, motorsikletin bagajında ise yıldız tornavida, düz tornavida, küçük tornavida, altı metre uzunluğunda takviye kablosu ve pensenin ele geçtiği, bunun yanı sıra siyah renkli bilgisayar çantası içinde iki adet şeffaf poşet içinde 14.74 gram metafetamin maddesi, on adet cam boru, yedi adet plastik aparat, bir adet pürmüz, 27 adet küçük kilitli poşet ele geçirilmiş, sanık ... bu tutanağı imzalamayarak imzadan imtina etmiştir. Sanık ... 28.03.2017 tarihli savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş, uyuşturucu maddeyi içmek amacıyla İranlı bir şahıstan aldığını iddia etmiştir. Aynı tarihte yapılan sorgulama sonucu ... tutuklanmış, tutuklamaya yapılan itiraz üzerine ... Anadolu 6. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından uyuşturucunun kullanım sınırında kalması ve suç vasfının değişebileceği vurgulanarak 12.04.2017 tarihinde sanığın tahliyesine karar verilmiştir. Sanık ... hakkında motorsiklet hırsızlığı ve parada sahtecilik suçlarından yapılan soruşturma evrakı tefrik edilmiş, 05.04.2017 tarihli uzmanlık raporuna göre sanığın kullandığı motorsiklette ele geçirilen 13.8 gram maddenin, uyuşturucu maddelerde uyarıcı etkiye sahip metafetamin maddesi olduğu anlaşıldığından, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan 13.04.2017 tarihinde TCK'nin 188/3. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
Mahkemece iddianame kabul edildikten sonra, yapılan tensip tutanağı doğrultusunda sanığa CMK'nin 150. maddesi uyarınca müdafi tayin edilmiş, sanığın mernis adresinin bulunduğu mahal mahkemesine SEGBİS sistemiyle savunmasının tespiti için talimat yazılmıştır. Sanık ...'un talimat mahkemesince hazır edilememesi nedeniyle savunması alınamamış, sorguda bildirdiği adresine iddianame tebliği için çıkartılan tebligat, adreste tanınmadığından bahisle iade edilmiş, sanığın ikamet adresinin tespit edilememesi nedeniyle 20.06.2017 tarihli ilk oturumda savunmasının tespiti için hakkında yakalama emri çıkartılmıştır. Sanık müdafii, 20.06.2017 tarihli oturumda alınan beyanında, Baro tarafından görevlendirildiklerini, sanığa telefonla ulaşamadıklarını belirtmiştir. Hakkında yakalama emri çıkartılan sanık ... 02.07.2017 tarihinde ...'da yakalanmış, müdafi huzurunda hakkındaki iddianame okunduktan sonra savunması tespit edilmiş ve serbest bırakılmıştır. Ancak sanığın savunması ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değil, ... Anadolu 8. AğırCeza Mahkemesi tarafından alınmış, savunması alınırken sadece yakalama emrine eklenen belgeler okunmuştur. Yerel Mahkemece 19.10.2017 tarihli ikinci oturumda sanık müdafi mazeret dilekçesi sunmuş, ... 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan savunma okunmuş, sanık müdafi hazır olmadığından alınan savunmaya karşı diyecekleri sorulamamış, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, "Dosya içerisinde bulunan delil mahiyetindeki sanık savunması, expertiz raporu, olay tutanağı birlikte değerlendirildiğinde sanıktan 27 adet boş kilitli poşet, 2 poşet içinde 14.7 gram uyuşturucu madde ele geçirildiği tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın eylemine uyan TCK 188/3, 53, 54, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılmasını" kamu adına talep etmiştir. Yerel Mahkemece sanık müdafiinin mazereti noktasında bir karar verilmeyerek, sanık ve müdafiinin yokluklarında iddia makamının görüşüne uygun şekilde mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
Sanık ... ve müdafiine gerekçeli kararın tebliği üzerine sanık müdafii tarafından karar istinaf edilmiş, ancak istinaf süresi geçtiğinden dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi tarafından istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu şekilde yerel mahkemece kurulan hüküm istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiştir. Hükmün kesinleşmesinden sonra, sanık ...'un 04.04.2018 tarihli dilekçesiyle özetle savunma hakkının kısıtlandığından bahisle infazın durdurulması için talepte bulunduğu, ... Anadolu 2. Ağır ceza Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli ek kararı ile "CMK 196/2 maddesi gereğince alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası olan suçlarda istinabe yasağı olmasına rağmen savunmasının yakalama emrine istinaden ... Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alındığı bu nedenle savunma hakkı kısıtlandığı" gerekçesiyle kanun yararına bozulma yoluna gidilmesine ve infazın durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK'nin 196. maddesinin birinci fıkrasına göre, "Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir." Burada dikkat edilmesi gereken husus, sanığın sorgusunun yargılandığı mahkemece bizzat alınması gerekliliğidir. Mahkemece bizzat sanığın sorgusu yapıldıktan sonra duruşmalardan vareste tutulmak isteyen sanık hakkında mahkemece bir karar verilecek, mahkeme isterse sanığı duruşmalardan bağışık tutabilecektir. Somut olayda, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçtan yargılanan sanığın savunması hiçbir aşamada bizzat hükmü kuran mahkemece alınmamıştır. Bu nedenle, sanığın duruşmalardan vareste tutulmayı istemesinin kanaatimizce bir önemi bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.02.2013 tarihli ve 2012/10-1295 esas, 2013/36 sayılı kararında açıklandığı üzere, CMK’nin 196/2. maddesinde; “sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir” denilmek suretiyle kanun koyucu belirli ağırlıkta olan suçlarda sanıkların sorgularının mutlaka yargılamayı yapan mahkeme huzurunda yapılmasını öngörmüş ve bu suçlarda sanığın savunmasının talimat yoluyla alınmasını engellemiştir. Bu düzenlemeye göre usulüne uygun olarak alınsa ve hatta sanık buna rıza gösterse bile talimat yoluyla alınan savunma bu suç açısından kanunun aradığı anlamda bir savunma olmayacaktır. Sanık ...'un üzerine atılı suçun alt sınırı on yıl hapis cezasıdır. Bu nedenle anılan düzenleme uyarınca sanığın savunmasının bizzat ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınmasında zorunluluk bulunmaktadır. Ceza Genel Kurulunun anılan kararının incelenmesinde, sanığın sorgusunun müdafii huzurunda, kanuni hakları hatırlatılarak ve hükme esas alınan tüm belgeler okunarak bizzat mahkemece yapılmış olması karşısında savunmada oluşan zaafiyetin giderildiği kanaatine varılarak sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığı sonucuna varılmıştır. İnceleme konusu olayda ise sanığın hiçbir aşamada savunması bizzat mahkûmiyet hükmünü kuran ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınmadığı gibi, hükme esas alınan tutanak ve uzmanlık raporu da 5271 sayılı CMK'nin 209/1. maddesi uyarınca sanık veya sanık müdafiine okunmamıştır. ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sorgu yapılması halinde sadece yakalama emrine eklenen belgeler değil, dosyadaki hükme esas alınabilecek tüm deliller sanığa okunacağından bu eksikliğin giderilmesi de mümkün olacaktır.
5271 sayılı CMK'nin 196. maddesinin tüm fıkraları birlikte değerlendirildiğinde kanun koyucu tarafından, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar yönünden AİHS'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma ilkesinin ihlal edilmemesi için, sanığın sorgusunun yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerekliliği vurgulanmıştır. Sanığın savunmasının istinabe yoluyla değil mahkûmiyet hükmünü kuran mahkemece bizzat alınması, "doğrudan doğruyalık" ve "yüzyüzelik" ilkelerinin de bir gereğidir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, sanığın savunmasının istinabe yoluyla alınmasının sakıncalarını gidermek istemiş, kararı verecek hakimlerin sanığı bizzat görmeleri amaçlanmış, hükme esas alınacak delillerin sanığa okunarak diyeceklerinin tespit edilmesi öngörülmüştür. Açıklanan nedenlerle savunma hakkı kısıtlanan sanık ... hakkında ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kurulan 19.10.2017 tarih, 2017/168 esas, 2017/387 karar sayılı hükmü yönünden, kanun yararına bozma isteminin reddine ilişkin Yüksek 10. Ceza Dairesinin kararının isabetli olmadığı kanaatine varıldığından olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.” denilerek Dairemizin ret kararının kaldırılması ve kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi istenilmiştir.
III) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Sanığın duruşmalardan bağışık tutulması" başlıklı 196. maddesinde,
"(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir." şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Somut olayda yargılama konusu olan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunun cezasının alt sınırının 5 yıldan fazla olduğu ve bu nedenle CMK’nın 196. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “istinabe suretiyle sorguya çekilme” yasağının bulunduğunda tereddüt bulunmamaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 05/02/2013 tarihli ve 2012/10-1295 esas, 2013/36 sayılı kararında, istinabe suretiyle sorguya çekilme yasağının bulunduğu “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçuna ilişkin olarak ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davaya ilişkin uyuşmazlık konusunda, “Mahkemece sanık hakkında yakalama kararı çıkartılmasını müteakip yakalanması üzerine nöbetçi mahkeme olan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ilk defa savunması alınması esnasında iddianame okunarak sorgusunun yapılmış olduğu, sorgu nöbetçi Mahkeme tarafından yapılmış olsa bile bu şekilde CMK’nın 191/3-b ve 147. maddelerinin gereklerinin yerine getirilmiş olduğu, daha sonra sanık yargılamayı yapan ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ifade verirken iddianamenin tekrar okunmamış olmasının yasaya aykırı olmadığı” sonucuna varılmıştır.
İtiraza konu olan inceleme konusu olayda da, ''uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan yargılamanın ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapıldığı, bununla birlikte sanığa ulaşılamaması nedeniyle ifadesinin alınıp serbest bırakılmak üzere Mahkemece yakalama kararı çıkarıldığı ve sanığın mesai saatleri dışında yakalanması üzerine sorgusunun nöbetçi mahkeme olan ... Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapıldığı, nöbetçi mahkemece sanığa iddianame ve eklerinin okunduğu, baro tarafından atanan zorunlu müdafii huzurunda savunmasını yaptığı ve duruşmalardan bağışık tutulmayı talep ettiği ve yakalama kararı içeriğine göre ifadesinin ardından serbest bırakılmasına karar verildiği, ancak takip eden süreçte esas mahkemesince yapılan bir sonraki duruşmada sanık bulunmadığı ve müdafiinin de duruşmaya gelmediği, Mahkemece sanığın celse arasında yakalanarak savunmasının alınmış olduğu gerekçesiyle sanığın ve müdafiin bulunmadığı oturumda Cumhuriyet savcısının esas hakkında mütalaasını vermesini müteakip hüküm kurduğunun anlaşılması karşısında, esas mahkemesince sanık ve müdafii dinlenmeden hüküm kurulup yüz yüzelik ilkesine aykırı davranıldığı, Cumhuriyet savcısının esas hakkında mütalaasına karşı sanık ve müdafiine diyecekleri sorulup bu konuda savunma hakkı verilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmüştür.
IV) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 11/02/2019 tarihli ve 2019/661 esas, 2019/812 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkındaki hükmün incelenmesi:
Sanığın savunma hakkının kısıtlanmış olması nedeniyle kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden, ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/168 esas, 2017/387 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/168 esas ve 2017/387 sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
I) KONUYLA ...:
1- Sanık hakkında 28/03/2017 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/168 esas, 2017/387 sayılı kararı ile TCK'nın 188/3, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 8 yıl 4 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Adalet Bakanlığının 21/01/2019 tarihli yazısı ile “Dosya kapsamına göre, sanığın uyuşturucu madde ticareti olarak belirlenen eylemini cezai yaptırıma bağlayan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188/3. maddesinde hapis cezasının alt sınırının 10 yıl olarak belirlenmesi nedeniyle sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 196. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.” hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden, sanığın yakalama emrine istinaden ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince sorgusunun yapılarak, savunma hakkının kısıtlanması suretiyle mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesi ile kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine,
Dairemizce 11/02/2019 tarihli ve 2019/661 esas, 2019/812 karar sayı ile "Yargılamayı yapan ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığa ulaşılamadığı gerekçesiyle ifadesinin alınmasına yönelik olarak yakalama kararı çıkarılmasını müteakip, sanığın mesai saatleri dışında yakalanması üzerine nöbetçi mahkeme olan ... Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesince savunmasının alınmasının CMK’nın 196/2. maddesine aykırılık teşkil etmeyeceği, Ceza Genel Kurulunun 05.02.2013 tarihli ve 2012/10-1295 esas, 2013/36 sayılı kararında da belirtildiği üzere, hakkında yakalama kararı çıkarılan sanığın yakalandığında nöbetçi mahkeme tarafından savunmasının alınmasının CMK’nın 196/2. maddesinde belirtilen istinabe yolu ile savunma alma yasağının ihlali niteliğinde olmadığı ve sanığın da “duruşmalardan vareste tutulmayı” talep ettiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin reddine" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
II) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; "Yüksek Daire ile Başsavcılığımız arasındaki itirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; sanık ... hakkında mahkûmiyet hükmü kurulurken sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığının belirlenmesine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Sanığın duruşmalardan bağışık tutulması" başlıklı 196. maddesi;
"(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından; sanık ... hakkında 28.03.2017 tarihinde kolluk görevlileri tarafından tutulan tutanak içeriğine göre, ...'un plakasız bir motorsikletle seyir halindeyken yakalandığı, motorsikletin şasi numarasının bulunmadığı, sanığın üst aramasında 10 adet aynı seri numaraları yazılı 100 TL para bulunduğu, motorsikletin bagajında ise yıldız tornavida, düz tornavida, küçük tornavida, altı metre uzunluğunda takviye kablosu ve pensenin ele geçtiği, bunun yanı sıra siyah renkli bilgisayar çantası içinde iki adet şeffaf poşet içinde 14.74 gram metafetamin maddesi, on adet cam boru, yedi adet plastik aparat, bir adet pürmüz, 27 adet küçük kilitli poşet ele geçirilmiş, sanık ... bu tutanağı imzalamayarak imzadan imtina etmiştir. Sanık ... 28.03.2017 tarihli savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş, uyuşturucu maddeyi içmek amacıyla İranlı bir şahıstan aldığını iddia etmiştir. Aynı tarihte yapılan sorgulama sonucu ... tutuklanmış, tutuklamaya yapılan itiraz üzerine ... Anadolu 6. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından uyuşturucunun kullanım sınırında kalması ve suç vasfının değişebileceği vurgulanarak 12.04.2017 tarihinde sanığın tahliyesine karar verilmiştir. Sanık ... hakkında motorsiklet hırsızlığı ve parada sahtecilik suçlarından yapılan soruşturma evrakı tefrik edilmiş, 05.04.2017 tarihli uzmanlık raporuna göre sanığın kullandığı motorsiklette ele geçirilen 13.8 gram maddenin, uyuşturucu maddelerde uyarıcı etkiye sahip metafetamin maddesi olduğu anlaşıldığından, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan 13.04.2017 tarihinde TCK'nin 188/3. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
Mahkemece iddianame kabul edildikten sonra, yapılan tensip tutanağı doğrultusunda sanığa CMK'nin 150. maddesi uyarınca müdafi tayin edilmiş, sanığın mernis adresinin bulunduğu mahal mahkemesine SEGBİS sistemiyle savunmasının tespiti için talimat yazılmıştır. Sanık ...'un talimat mahkemesince hazır edilememesi nedeniyle savunması alınamamış, sorguda bildirdiği adresine iddianame tebliği için çıkartılan tebligat, adreste tanınmadığından bahisle iade edilmiş, sanığın ikamet adresinin tespit edilememesi nedeniyle 20.06.2017 tarihli ilk oturumda savunmasının tespiti için hakkında yakalama emri çıkartılmıştır. Sanık müdafii, 20.06.2017 tarihli oturumda alınan beyanında, Baro tarafından görevlendirildiklerini, sanığa telefonla ulaşamadıklarını belirtmiştir. Hakkında yakalama emri çıkartılan sanık ... 02.07.2017 tarihinde ...'da yakalanmış, müdafi huzurunda hakkındaki iddianame okunduktan sonra savunması tespit edilmiş ve serbest bırakılmıştır. Ancak sanığın savunması ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değil, ... Anadolu 8. AğırCeza Mahkemesi tarafından alınmış, savunması alınırken sadece yakalama emrine eklenen belgeler okunmuştur. Yerel Mahkemece 19.10.2017 tarihli ikinci oturumda sanık müdafi mazeret dilekçesi sunmuş, ... 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan savunma okunmuş, sanık müdafi hazır olmadığından alınan savunmaya karşı diyecekleri sorulamamış, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, "Dosya içerisinde bulunan delil mahiyetindeki sanık savunması, expertiz raporu, olay tutanağı birlikte değerlendirildiğinde sanıktan 27 adet boş kilitli poşet, 2 poşet içinde 14.7 gram uyuşturucu madde ele geçirildiği tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın eylemine uyan TCK 188/3, 53, 54, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılmasını" kamu adına talep etmiştir. Yerel Mahkemece sanık müdafiinin mazereti noktasında bir karar verilmeyerek, sanık ve müdafiinin yokluklarında iddia makamının görüşüne uygun şekilde mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
Sanık ... ve müdafiine gerekçeli kararın tebliği üzerine sanık müdafii tarafından karar istinaf edilmiş, ancak istinaf süresi geçtiğinden dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi tarafından istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu şekilde yerel mahkemece kurulan hüküm istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiştir. Hükmün kesinleşmesinden sonra, sanık ...'un 04.04.2018 tarihli dilekçesiyle özetle savunma hakkının kısıtlandığından bahisle infazın durdurulması için talepte bulunduğu, ... Anadolu 2. Ağır ceza Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli ek kararı ile "CMK 196/2 maddesi gereğince alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası olan suçlarda istinabe yasağı olmasına rağmen savunmasının yakalama emrine istinaden ... Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alındığı bu nedenle savunma hakkı kısıtlandığı" gerekçesiyle kanun yararına bozulma yoluna gidilmesine ve infazın durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK'nin 196. maddesinin birinci fıkrasına göre, "Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir." Burada dikkat edilmesi gereken husus, sanığın sorgusunun yargılandığı mahkemece bizzat alınması gerekliliğidir. Mahkemece bizzat sanığın sorgusu yapıldıktan sonra duruşmalardan vareste tutulmak isteyen sanık hakkında mahkemece bir karar verilecek, mahkeme isterse sanığı duruşmalardan bağışık tutabilecektir. Somut olayda, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçtan yargılanan sanığın savunması hiçbir aşamada bizzat hükmü kuran mahkemece alınmamıştır. Bu nedenle, sanığın duruşmalardan vareste tutulmayı istemesinin kanaatimizce bir önemi bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.02.2013 tarihli ve 2012/10-1295 esas, 2013/36 sayılı kararında açıklandığı üzere, CMK’nin 196/2. maddesinde; “sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir” denilmek suretiyle kanun koyucu belirli ağırlıkta olan suçlarda sanıkların sorgularının mutlaka yargılamayı yapan mahkeme huzurunda yapılmasını öngörmüş ve bu suçlarda sanığın savunmasının talimat yoluyla alınmasını engellemiştir. Bu düzenlemeye göre usulüne uygun olarak alınsa ve hatta sanık buna rıza gösterse bile talimat yoluyla alınan savunma bu suç açısından kanunun aradığı anlamda bir savunma olmayacaktır. Sanık ...'un üzerine atılı suçun alt sınırı on yıl hapis cezasıdır. Bu nedenle anılan düzenleme uyarınca sanığın savunmasının bizzat ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınmasında zorunluluk bulunmaktadır. Ceza Genel Kurulunun anılan kararının incelenmesinde, sanığın sorgusunun müdafii huzurunda, kanuni hakları hatırlatılarak ve hükme esas alınan tüm belgeler okunarak bizzat mahkemece yapılmış olması karşısında savunmada oluşan zaafiyetin giderildiği kanaatine varılarak sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığı sonucuna varılmıştır. İnceleme konusu olayda ise sanığın hiçbir aşamada savunması bizzat mahkûmiyet hükmünü kuran ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınmadığı gibi, hükme esas alınan tutanak ve uzmanlık raporu da 5271 sayılı CMK'nin 209/1. maddesi uyarınca sanık veya sanık müdafiine okunmamıştır. ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sorgu yapılması halinde sadece yakalama emrine eklenen belgeler değil, dosyadaki hükme esas alınabilecek tüm deliller sanığa okunacağından bu eksikliğin giderilmesi de mümkün olacaktır.
5271 sayılı CMK'nin 196. maddesinin tüm fıkraları birlikte değerlendirildiğinde kanun koyucu tarafından, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar yönünden AİHS'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma ilkesinin ihlal edilmemesi için, sanığın sorgusunun yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerekliliği vurgulanmıştır. Sanığın savunmasının istinabe yoluyla değil mahkûmiyet hükmünü kuran mahkemece bizzat alınması, "doğrudan doğruyalık" ve "yüzyüzelik" ilkelerinin de bir gereğidir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, sanığın savunmasının istinabe yoluyla alınmasının sakıncalarını gidermek istemiş, kararı verecek hakimlerin sanığı bizzat görmeleri amaçlanmış, hükme esas alınacak delillerin sanığa okunarak diyeceklerinin tespit edilmesi öngörülmüştür. Açıklanan nedenlerle savunma hakkı kısıtlanan sanık ... hakkında ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kurulan 19.10.2017 tarih, 2017/168 esas, 2017/387 karar sayılı hükmü yönünden, kanun yararına bozma isteminin reddine ilişkin Yüksek 10. Ceza Dairesinin kararının isabetli olmadığı kanaatine varıldığından olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.” denilerek Dairemizin ret kararının kaldırılması ve kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi istenilmiştir.
III) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Sanığın duruşmalardan bağışık tutulması" başlıklı 196. maddesinde,
"(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir." şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Somut olayda yargılama konusu olan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunun cezasının alt sınırının 5 yıldan fazla olduğu ve bu nedenle CMK’nın 196. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “istinabe suretiyle sorguya çekilme” yasağının bulunduğunda tereddüt bulunmamaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 05/02/2013 tarihli ve 2012/10-1295 esas, 2013/36 sayılı kararında, istinabe suretiyle sorguya çekilme yasağının bulunduğu “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçuna ilişkin olarak ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davaya ilişkin uyuşmazlık konusunda, “Mahkemece sanık hakkında yakalama kararı çıkartılmasını müteakip yakalanması üzerine nöbetçi mahkeme olan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ilk defa savunması alınması esnasında iddianame okunarak sorgusunun yapılmış olduğu, sorgu nöbetçi Mahkeme tarafından yapılmış olsa bile bu şekilde CMK’nın 191/3-b ve 147. maddelerinin gereklerinin yerine getirilmiş olduğu, daha sonra sanık yargılamayı yapan ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ifade verirken iddianamenin tekrar okunmamış olmasının yasaya aykırı olmadığı” sonucuna varılmıştır.
İtiraza konu olan inceleme konusu olayda da, ''uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan yargılamanın ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapıldığı, bununla birlikte sanığa ulaşılamaması nedeniyle ifadesinin alınıp serbest bırakılmak üzere Mahkemece yakalama kararı çıkarıldığı ve sanığın mesai saatleri dışında yakalanması üzerine sorgusunun nöbetçi mahkeme olan ... Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapıldığı, nöbetçi mahkemece sanığa iddianame ve eklerinin okunduğu, baro tarafından atanan zorunlu müdafii huzurunda savunmasını yaptığı ve duruşmalardan bağışık tutulmayı talep ettiği ve yakalama kararı içeriğine göre ifadesinin ardından serbest bırakılmasına karar verildiği, ancak takip eden süreçte esas mahkemesince yapılan bir sonraki duruşmada sanık bulunmadığı ve müdafiinin de duruşmaya gelmediği, Mahkemece sanığın celse arasında yakalanarak savunmasının alınmış olduğu gerekçesiyle sanığın ve müdafiin bulunmadığı oturumda Cumhuriyet savcısının esas hakkında mütalaasını vermesini müteakip hüküm kurduğunun anlaşılması karşısında, esas mahkemesince sanık ve müdafii dinlenmeden hüküm kurulup yüz yüzelik ilkesine aykırı davranıldığı, Cumhuriyet savcısının esas hakkında mütalaasına karşı sanık ve müdafiine diyecekleri sorulup bu konuda savunma hakkı verilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmüştür.
IV) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 11/02/2019 tarihli ve 2019/661 esas, 2019/812 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkındaki hükmün incelenmesi:
Sanığın savunma hakkının kısıtlanmış olması nedeniyle kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden, ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/168 esas, 2017/387 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196
Ceza Genel Kurulu 2016/814 E. , 2018/42 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza
Anayasayı ihlal suçundan sanık ...'in 5237 sayılı TCK'nun 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nun 53 ...e 58/9-6. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ...e cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, CMK'nun 250. maddesi ile göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince ...erilen 13.11.2012 gün ...e 218-253 sayılı resen temyize tâbi olan hükmün, sanık ...e müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.12.2013 gün ...e 7932-16704 sayı ile;
“...765 sayılı TCK'nun 146/1 ...e 5237 sayılı TCK'nun 309/1. maddelerinde tanımlanan Anayasayı ihlal suçunda, suç tarihi, amaç suçun işlenmesine matuf ...ahamet arz eden araç suçların işlendiği tarih olup, sanığın sübutu kabul edilen ...e hükme esas alınan eylemlerinin 01.06.2005 tarihinden önce işlenmiş olması karşısında, hakkında bir bütün halinde lehe olan 765 sayılı TCK'nun 146/1, 31 ...e 33. maddeleri gereğince uygulama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması...” isabetsizliğinden bozulmasına karar ...erilmiştir.
6526 sayılı Kanunla 3713 sayılı Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca dosyanın yetkisizlik kararıyla gönderildiği Tokat Ağır Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak 13.02.2015 gün ...e 311-53 sayı ile; sanık ...'in Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan 765 sayılı TCK’nun 146/1, 31, 33 ...e 40. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, ceza süresi içinde kanuni kısıtlılık altında bulundurulmasına ...e mahsuba karar ...erilmiş, resen temyize tâbi olan bu hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesince 01.12.2015 gün ...e 5499-4564 sayı ile;
“Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri 'doğrudan doğruyalık-...asıtasızlıktır'. Bu nedenle CMK'nun 193/1. maddesinde 'sanık olmaksızın yargılama olmaz' genel kuralına yer ...erildikten sonra istisnalar CMK'nun 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1 ...e 204. maddelerinde gösterilmiştir. Sanığın kabulüne bağlı olarak alt sınırı 5 yıl ...e daha fazla hapis cezası gerektiren suçlar hariç olarak istinabe yoluyla sorguya çekilebilecektir. Görüntülü ...e sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu yapma imkanı CMK'nun 196/4. madde hükmüne göre mümkün kılınmıştır.
Somut olaydaki hukuki sorun, sanığın görüntülü ...e sesli iletişim tekniğini kullanarak sa...unma yapmak istemediğini ısrarla beyan ederek duruşmada hazır bulunmak istediğini belirtmesi ...e bu sistemle sa...unma alınması durumunda, sa...unma hakkının kısıtlanarak adil yargılama ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Duruşmada hazır bulunmak isteyen sanığın, duruşmada hazır bulundurulması sadece öde... değil aynı zamanda bir haktır. ( Ceza Genel Kurulunun 10.06.2008 gün ...e 148-169 sayılı kararı)
A...rupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesine göre;
Cezai bir suç ile itham edilen herkesin, kendini sa...unma, iddia tanıklarını sorguya çekme ...eya çektirme, duruşmada kullanılan dili anlamadığı ...eya konuşamadığı takdirde bir tercüman yardımından para ödenmeksizin yararlanması haklarını gü...ence altına almıştır. Duruşmada hazır bulunmaksızın bu hakları nasıl kullanabileceğinin anlaşılması zordur. (Colozza .... İtalya 12 Şubat 1985)
Adil bir ceza yargılaması sürecinin oluşumunda sanığın mahkeme nezdinde hazır bulunmasının büyük önemi bulunmaktadır. (Lala .... Hollanda 22 Eylül 1994) Bunun sebebi hem adil yargılama hakkının me...cudiyeti hem de beyanların doğruluğunun anlaşılması ...e mağdur ile tanıkların beyanlarıyla karşılaştırılmasıdır. (....iç .... İtalya)
Temyiz aşamasında da...alının duruşma salonunda şahsen hazır bulunması ilk derece mahkemesinde görülmekte olan duruşmalarda hazır bulunmasına nispeten daha az önem arzetmektedir. (Kamasinsıki .... A...usturya, 19 Aralık 1989)
Adaletin gerçekten adil bir şekilde sağlanmasının demokratik bir toplumda tuttuğu yer göz önünde bulundurularak sa...unma hakkının kısıtlanmasına yönelik her bir tedbirin ciddi şekilde gerekli olmasına işaret edilmiştir. Daha az kısıtlayıcı bir tedbirin bulunması halinde o uygulanmalıdır. (...an Mechelen ...e diğerleri)
Sözleşme ile garantiye alınan hakkın kullanılmasından ...azgeçilmesi, bunun açıkça söylenmesi ile mümkün olabilir. (Zana/Türkiye)
CMK'nun genel ilkeleri ...e 196. maddedeki düzenleme Dairemizce benimsenen Ceza Genel Kurulunun 10.06.2008 gün ...e 148-169 sayılı kararı ile A...rupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları göz önünde bulundurulduğunda; duruşmada hazır bulunma hakkı adil yargılama kapsamında değerlendirilmekte olup, bu hakkın sınırlanması ancak ciddi şekilde gerekli olması halinde istisna olarak uygulanmalıdır. A.İ.H.M.'nin Marcello ...iola .... İtalya kararı temyiz duruşmasına ilişkindir. Bu nedenlerle ko...uşturma aşamasında;
1-) Genel kural sanığın duruşmada hazır bulundurulmasıdır. Bu hak ciddi nedenlere dayalı olarak mahkeme kararı ile sınırlandırılabilir.
2-) İlk ...e son sa...unmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yoluyla katılması açık kabulüne dayalı olmalıdır.
3-) Sesli ...e görüntülü yöntemle sa...unma alınması hâlinde sanık müdafiinin talebi durumunda sanığın yanında bulunma olanağı sağlanmalıdır.
Bu koşullar gerçekleştiğinde sa...unma hakkının kısıtlanmadığı kabul edilebilecektir.
Tüm bu açıklamalar karşısında; sa...unmasını duruşmada hazır bulunarak yapmak istediğini beyan eden ...e SEGBİS sistemiyle yapılan duruşmaya çıkmayan sanığın duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılaması yapılarak mahkûmiyetine karar ...erilmesi suretiyle sa...unma hakkının kısıtlanması," isabetsizliğinden bozulmasına karar ...erilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı ise 05.02.2016 gün ...e 159443 sayı ile;
"...Ceza yargılamasının temel ilkelerinden birini oluşturan '...asıtasızlık-doğrudan doğruyalık' ilkesi CMK'nun 193/1. maddesinde yer alan 'Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz' düzenlemesi ile ...ücut bulmuştur. Bu düzenleme gereğince yasal istisnaları hariç olmak üzere duruşmada hazır bulunmayan sanık hakkında yargılama yapılamaz. Ceza yargılamasının en önemli usuli işlemlerinden birisi olan sorgunun ne şekilde yapılacağı hususu da CMK'nun 196. maddesinde düzenlemiş olup, '...asıtasızlık' ilkesinin istisnalarından birisi CMK'nun 196/2. maddesinde yazılı olduğu üzere alt sınırı 5 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlar yönünden sanığın sorgusunun istinabe ile yapılabilmesine olanak sağlanmıştır. Bunun dışındaki suçlar yönünden ise istinabe yasağı söz konusu olup, sanığın mahkeme huzurunda bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır. Sanığın mahkeme huzuruna fiziken çıkarılamadığı durumlarda ise CMK'nun 196/4. maddesi gereğince 'Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ...e sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının ...arlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.' düzenlemesine istinaden sanığın sorgusunun yapılması, diğer duruşmalara ise iştirakinin sağlanması mümkün kılınmıştır. Madde gerekçesine göre, A...rupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde konu edilen 'adil yargılanma hakkı' ilkesiyle A...rupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararı gözetilerek, hâkimlerin hüküm ...ermeden önce sanığı bizzat görmeleri sağlanmaya çalışılmıştır.
SEGBİS, hem duruşma salonunda bulunanların sanığı, hem de sanığın duruşma salonunda bulunanları aynı anda görüp duyabildiği sesli ...e görüntülü bir iletişim sistemidir. Bu hâliyle CMK'nun 196/4. maddesinde yazılı koşulları sağlayan bir sistemdir. Sistemin kullanılması ile sanıkların bir yerden bir yere nakillerinde karşılaşılan güçlüklerin, gecikmelerin ...e hak kayıplarının önüne geçilerek yargılamanın süratle tamamlanması sağlandığı gibi, sistem sayesinde duruşmaya katılan sanıkların yargılamanın ...asıtasızlık ilkesine uygun olarak kendilerini sa...unma imkanları da sağlanmış olacaktır. SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılan sanık, o celsede dinlenen tanık ...eya bilirkişilere soru sorabilecek, ...arsa beyanlara itirazlarını dile getirebilecektir. Bu hâliyle sistemin kullanımı, ceza yargılamasının temel bir ilkesi olan '...asıtasızlık- doğrudan doğruyalık' ilkesini desteklemektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Atılı suçtan hakkında açılan kamu da...ası nedeniyle CMK'nun 250. maddesi gereğince göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmakta iken önce bu mahkemelerin daha sonra da 6256 sayılı Kanun ile TMK'nun 10. maddesi ile kurulan Ağır Ceza Mahkemelerinin kapatılması nedeniyle suç yerine göre Tokat Ağır Ceza Mahkemesine dosyası de...redilen sanığın tutuklu olarak yargılandığı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmalara fiziken katıldığı, 13.12.2006 tarihli ilk oturumun yapıldığı, sanığın bu celseden itibaren on beş celse boyunca çeşitli nedenler ileri sürerek sa...unma yapmadığı, ancak 18.05.2010 tarihli 16. celsede sa...unmasını yazılı olarak sunduğu, dosyanın Tokat Ağır Ceza Mahkemesine yetkisizlik kararı ile gönderilmesinden sonra Tokat Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan hükmün de ...erildiği tek celseye SEGBİS aracılığıyla katılmayı reddettiği, mahkeme huzuruna çıkarılmak isteğinin mahkemece kabul görmediği anlaşılmıştır. Sanığa duruşmalara SEGBİS aracılığıyla katılma, da...anın esası hakkında son sa...unmasının yapma fırsatı ...erildiği hâlde, sanığın duruşmalara katılımı konusunda SEGBİS'i ...asıta kılmak istememesi ...e bu nedenle duruşmalara iradi olarak katılmaması hâlinin, sa...unmasını yapmamak suretiyle yargılamayı sürüncemede bırakma eğilimi içinde olduğu gözlenen sanığın sa...unma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurmayacağı, SEGBİS kullanımının CMK'nun 196/4. maddesindeki düzenlemeye uygun olduğu..." görüşüyle itiraz kanun yoluna baş...urmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesince, 23.02.2016 gün ...e 1217-1269 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ...e açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı arasında oluşan ...e Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren 765 sayılı TCK'nun 146. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan yargılanan, yargı çe...resi dışında tutuklu bulunan ...e ses ...e görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) ile sa...unma yapma imkanı tanınan sanığın, Cumhuriyet sa...cısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ...e hükmün açıklandığı son oturuma getirtilmeden karar ...erilmesinin sa...unma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle, 5271 sayılı CMK'nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında 25.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile yapılan değişiklik göz önüne alındığında bu hususun bozma nedeni yapılıp yapılmayacağı değerlendirilmelidir.
Sanığın, 20.05.2006 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ...eya el değiştirmesi ...e 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından tutuklanarak Adana F Tipi Yüksek Gü...enlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderildiği, daha sonra inceleme kapsamındaki Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan hakkında açılan kamu da...ası nedeniyle CMK'nun 250. maddesi ile göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlandığı, 12.12.2006 tarihinde ise Ankara 1 Nolu F Tipi Yüksek Gü...enlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiği,
Tutuklu bulunan sanığın, CMK'nun 250. maddesi ile göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki 13.12.2006 tarihli ilk oturuma cezae...inden getirilmediği, baro tarafından atanan sanık müdafii A.... ....'ın ise duruşma salonunda hazır bulunduğu,
09.02.2007 tarihli oturumda, A.... ...'ın sanık müdafii olarak, sanık ile birlikte duruşmaya katıldığı, bu nedenle yerel mahkemece baro tarafından atanan A.... ....'ın müdafilik göre...inin sona ermesine karar ...erildiği, söz konusu oturumda sanığın, iddianamenin kendisine tebliğ edilmediğini, bu sebeple sa...unmasını hazırlayamadığını beyan ettiği, bunun üzerine yerel mahkemece duruşma salonunda iddianamenin sanığa tebliğ edilerek sa...unmasının gelecek oturum alınmasına karar ...erildiği,
Sanık müdafii A.... ...'ın hazır bulunduğu 06.04.2007, 15.06.2007 ...e 07.09.2007 tarihli oturumlarda, sa...unmasını hazırlayamadığı için mehil istediğini ifade eden sanığın sa...unmasının gelecek oturum alınmasına karar ...erildiği,
Sanık müdafiinin hazır bulunduğu 30.11.2007 tarihli oturumda, sa...unmasını hazırlayamadığı için tekrardan süre talebinde bulunan sanığa yeniden mehil ...erilmesine yer olmadığına karar ...erildiği,
18.05.2010 tarihli oturuma kadar benzer şekilde sa...unma yapmayan sanığın, müdafiinin de hazır bulunduğu bu oturumda sa...unmasını yaptığı, sanık ...e müdafiinin hazır bulunduğu 13.11.2012 tarihli oturumda ise yargılamaya son ...erilerek sanığın inceleme kapsamındaki 5237 sayılı TCK'nun 309/1 ...e 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün tefhim edildiği, resen temyize tâbi olan hükmün, sanık ...e müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.12.2013 gün ...e 7392-16704 sayı ile; suç tarihinin 01.06.2005 tarihinden önce olması nedeniyle sanık hakkında lehe olan 765 sayılı TCK'nun 146/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar ...erildiği,
Bozmadan sonra Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince 20.10.2014 tarihinde açılan oturuma katılan sanığın, bozma ilamına bir diyeceği olmadığını, aleyhine olan hususları kabul etmediğini beyan ettiği, bu oturumda TMK'nun 10. maddesi uyarınca kurulan ağır ceza mahkemelerinin, 06.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanun gereğince kapatılması nedeniyle yetkisizlik kararı ...erilerek dosyanın Tokat Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
Sanığın, Ankara 1 Nolu F Tipi Yüksek Gü...enlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutukluluk halinin dosyanın Tokat Ağır Ceza Mahkemesine de...rinden sonra da de...am ettiği, Tokat Ağır Ceza Mahkemesince, tutuklu sanığın 13.02.2015 tarihli oturuma katılımının sağlanması bakımından SEGBİS imkânlarının bulunduğu bir yerde hazır edilmesinin cezae...i idaresinden istendiği, buna istinaden cezae...i idaresince bozma ilamı, yetkisizlik kararı ...e duruşmanın 13.02.2015 tarihinde yapılacağına dair çağrı kağıdının 25.12.2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği,
Sanık müdafii A.... ...'a ise, bozma ilamı, yetkisizlik kararı ...e duruşma gününü bildirir çağrı kağıdının 06.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği,
Sanığın yerel mahkemeye hitaben yazdığı 16.01.2015 tarihli dilekçede; SEGBİS'in sa...unma hakkını kısıtladığını, duruşma salonuna getirtilerek huzurda sa...unma yapmak istediğini belirttiği,
13.02.2015 tarihli oturumda cezae...i idaresi tarafından sanığın SEGBİS ...asıtasıyla ifade ...ermek istemediğinin bildirildiği, ayrıca söz konusu oturumda A.... ...'ın hazır bulunmaması nedeniyle baro tarafından atanan A.... ...'nın müdafii olarak göre...lendirilmesine karar ...erilip yargılamaya de...am olunduğu, aynı oturumda Cumhuriyet sa...cısının esas hakkındaki görüşünü açıkladığı, sanık müdafiinin esas hakkındaki sa...unmasını yapmasından sonra yargılamaya son ...erilerek hükmün tefhim edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şüpheli ...eya sanığın ifadesinin alınmasında ...eya sorguya çekilmesinde uyulacak hususları belirleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "İfade ...e sorgunun tarzı" başlıklı 147. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde ifade ...e sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılacağı düzenlenmiş,
20.09.2011 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Ses ...e Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmeliğin;
3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; SEGBİS:“UYAP Bilişim Sisteminde ses ...e görüntünün aynı anda elektronik ortamda iletildiği, kaydedildiği ...e saklandığı Ses ...e Görüntü Bilişim Sistemi” olarak tanımlanmış,
14. maddesinin 1. fıkrasında; "Teknik altyapının hazır olması durumunda ceza infaz kurumunda bulunan kişi SEGBİS ile dinlenebileceği gibi, SEGBİS üzerinden duruşmalara da katılabilir." hükmü getirilmiştir. Böylelikle, ceza infaz kurumunda, teda...i kurumunda ...eya yargı çe...resi dışında bulunan kişilerin dinlenilmesinde SEGBİS'in kullanılmasına ilişkin usul ...e esaslar belirlenmiştir.
Sanık hazır olmaksızın duruşma yapılamayacağı kuralını düzenleyen CMK’nun “Sanığın duruşmada hazır bulunmaması” başlıklı 193. maddesinin birinci fıkrası, “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar ...erilir” hükmünü amirdir. Bu kuralın istisnaları da aynı maddenin 2. fıkrasında “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar ...erilmesi gerektiği kanısına ...arılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da da...a yokluğunda bitirilebilir”,
194. maddenin ikinci fıkrasında “Sanık sa...uşur ...eya ara ...ermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ...e artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, da...a yokluğunda bitirilebilir”,
195. maddesinde “(1) Suç, yalnız ...eya birlikte adlî para cezasını ...eya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek da...etiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır”,
200. maddenin birinci fıkrasında “Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin ...eya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ...e dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar ...erebilir”,
204. maddesinde “(1) Da...ranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre sa...unması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ...e bitirir. Ancak, sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir müdafi göre...lendirilmesini ister. Oturuma yeniden alınmasına karar ...erilen sanığa, yokluğunda yapılan işlemler açıklanır” şeklinde gösterilmiştir.
Uyuşmazlık konusunun çözümüne ışık tutacak olan “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlıklı CMK’nun 196. maddesi ise suç ...e karar tarihi itibarıyla;
“(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık ...eya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ...e daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet sa...cısı ile sanık ...e müdafiine bildirilir. Cumhuriyet sa...cısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda ...ermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ...e sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının ...arlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.
(5) Hastalık ...eya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çe...resi dışındaki bir hastahane ...eya tutuke...ine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar ...erilebilir.
(6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu hâlinde, bu tarihten önce duruşma açılarak ...eya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir” şeklinde iken 25.08.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile anılan maddenin dördüncü fıkrası; "Hâkim ...eya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ...e sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir ...eya duruşmalara katılmasına karar ...erilebilir." biçiminde değiştirilmiştir.
Görüldüğü üzere, 694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan birinci değişiklik “yukarıdaki fıkralar içeriğine göre” ibaresinin madde metninden çıkarılmasıdır. Bu halde alt sınırı beş yıl ...e daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda sanığın huzurda dinlenilmesine ilişkin gereklilik, sanığın istinabe suretiyle sorguya çekilmesini düzenleyen aynı maddenin ikinci fıkrası bakımından de...am etmekte iken, sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunun yapılmasını düzenleyen dördüncü fıkrası bakımından aranmamıştır. Böylelikle, alt sınır ayrımı yapılmaksızın tüm suçlar yönünden sanığın SEGBİS yöntemi uygulanarak sorgusu yapılabilecektir.
694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan ikinci değişiklik ise “Hâkim ...eya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda” ibaresinin madde metnine eklenmesidir. Bu manada, somut yargılamanın şartlarına göre bir değerlendirme yapacak olan yerel mahkeme, zorunlu gördüğü durumlarda, sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunu yapabilecek ...eya sorgusu yapılan sanığın bu sistem ...asıtasıyla oturumlara katılmasına karar ...erebilecektir.
Buna göre; yargılama usulüne ilişkin hükümlerin derhal uygulanması zorunluluğu dikkate alındığında, 694 sayılı KHK'nın 147. maddesiyle CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle, hakim ...eya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, alt sınırı beş yıl ...e daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan yargılanan ...e mahkeme huzuruna getirilme talebi bulunan sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunun yapılması ...eya duruşmalara katılımına karar ...erilmesi bozma nedeni oluşturmayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yargılandığı suçtan dolayı mahkemenin yargı çe...resi dışındaki bir ceza infaz kurumunda tutuklu olup 13.02.2015 tarihli oturumda kendisine SEGBİS ...asıtası ile sa...unma yapma imkânı tanınan sanığın, 16.01.2015 tarihli dilekçesinde duruşmaya bizzat katılmak istediğini belirtmesine karşın, Cumhuriyet sa...cısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ...e hükmün açıklandığı 13.02.2015 tarihli son oturumda duruşma salonunda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkûmiyetine karar ...erilmesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan muhakeme kurallarına göre sa...unma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğu ileri sürülebilir ise de; hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesiyle CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, yerel mahkemenin zorunlu gördüğü hâllerde, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı yargılanan ...e duruşma salonunda hazır edilme talebi bulunan sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunu yapabileceğinin ...eya duruşmalara katılmasına karar ...erebileceğinin hüküm altına alınması ...e yargılama usulüne ilişkin hükümlerin derhal uygulanması zorunluluğu göz önüne alındığında, bu aşamada Özel Dairenin, SEGBİS yoluyla yapılan duruşmaya çıkmayan sanığın duruşmada hazır bulundurulması sağlanmadan yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması isabetsizliğine ilişkin bozma nedeninin yerine getirilme imkanının bulunmadığı, bu yönde yapılacak bozmanın sonuca etkili olmayacağı ...e yargılamanın uzamasına neden olacağı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar ...erilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,
2- Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 01.12.2015 gün ...e 5499-4564 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığına TE...DİİNE, 13.02.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar ...erildi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza
Anayasayı ihlal suçundan sanık ...'in 5237 sayılı TCK'nun 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nun 53 ...e 58/9-6. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ...e cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, CMK'nun 250. maddesi ile göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince ...erilen 13.11.2012 gün ...e 218-253 sayılı resen temyize tâbi olan hükmün, sanık ...e müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.12.2013 gün ...e 7932-16704 sayı ile;
“...765 sayılı TCK'nun 146/1 ...e 5237 sayılı TCK'nun 309/1. maddelerinde tanımlanan Anayasayı ihlal suçunda, suç tarihi, amaç suçun işlenmesine matuf ...ahamet arz eden araç suçların işlendiği tarih olup, sanığın sübutu kabul edilen ...e hükme esas alınan eylemlerinin 01.06.2005 tarihinden önce işlenmiş olması karşısında, hakkında bir bütün halinde lehe olan 765 sayılı TCK'nun 146/1, 31 ...e 33. maddeleri gereğince uygulama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması...” isabetsizliğinden bozulmasına karar ...erilmiştir.
6526 sayılı Kanunla 3713 sayılı Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca dosyanın yetkisizlik kararıyla gönderildiği Tokat Ağır Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak 13.02.2015 gün ...e 311-53 sayı ile; sanık ...'in Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan 765 sayılı TCK’nun 146/1, 31, 33 ...e 40. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, ceza süresi içinde kanuni kısıtlılık altında bulundurulmasına ...e mahsuba karar ...erilmiş, resen temyize tâbi olan bu hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesince 01.12.2015 gün ...e 5499-4564 sayı ile;
“Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri 'doğrudan doğruyalık-...asıtasızlıktır'. Bu nedenle CMK'nun 193/1. maddesinde 'sanık olmaksızın yargılama olmaz' genel kuralına yer ...erildikten sonra istisnalar CMK'nun 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1 ...e 204. maddelerinde gösterilmiştir. Sanığın kabulüne bağlı olarak alt sınırı 5 yıl ...e daha fazla hapis cezası gerektiren suçlar hariç olarak istinabe yoluyla sorguya çekilebilecektir. Görüntülü ...e sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu yapma imkanı CMK'nun 196/4. madde hükmüne göre mümkün kılınmıştır.
Somut olaydaki hukuki sorun, sanığın görüntülü ...e sesli iletişim tekniğini kullanarak sa...unma yapmak istemediğini ısrarla beyan ederek duruşmada hazır bulunmak istediğini belirtmesi ...e bu sistemle sa...unma alınması durumunda, sa...unma hakkının kısıtlanarak adil yargılama ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Duruşmada hazır bulunmak isteyen sanığın, duruşmada hazır bulundurulması sadece öde... değil aynı zamanda bir haktır. ( Ceza Genel Kurulunun 10.06.2008 gün ...e 148-169 sayılı kararı)
A...rupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesine göre;
Cezai bir suç ile itham edilen herkesin, kendini sa...unma, iddia tanıklarını sorguya çekme ...eya çektirme, duruşmada kullanılan dili anlamadığı ...eya konuşamadığı takdirde bir tercüman yardımından para ödenmeksizin yararlanması haklarını gü...ence altına almıştır. Duruşmada hazır bulunmaksızın bu hakları nasıl kullanabileceğinin anlaşılması zordur. (Colozza .... İtalya 12 Şubat 1985)
Adil bir ceza yargılaması sürecinin oluşumunda sanığın mahkeme nezdinde hazır bulunmasının büyük önemi bulunmaktadır. (Lala .... Hollanda 22 Eylül 1994) Bunun sebebi hem adil yargılama hakkının me...cudiyeti hem de beyanların doğruluğunun anlaşılması ...e mağdur ile tanıkların beyanlarıyla karşılaştırılmasıdır. (....iç .... İtalya)
Temyiz aşamasında da...alının duruşma salonunda şahsen hazır bulunması ilk derece mahkemesinde görülmekte olan duruşmalarda hazır bulunmasına nispeten daha az önem arzetmektedir. (Kamasinsıki .... A...usturya, 19 Aralık 1989)
Adaletin gerçekten adil bir şekilde sağlanmasının demokratik bir toplumda tuttuğu yer göz önünde bulundurularak sa...unma hakkının kısıtlanmasına yönelik her bir tedbirin ciddi şekilde gerekli olmasına işaret edilmiştir. Daha az kısıtlayıcı bir tedbirin bulunması halinde o uygulanmalıdır. (...an Mechelen ...e diğerleri)
Sözleşme ile garantiye alınan hakkın kullanılmasından ...azgeçilmesi, bunun açıkça söylenmesi ile mümkün olabilir. (Zana/Türkiye)
CMK'nun genel ilkeleri ...e 196. maddedeki düzenleme Dairemizce benimsenen Ceza Genel Kurulunun 10.06.2008 gün ...e 148-169 sayılı kararı ile A...rupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları göz önünde bulundurulduğunda; duruşmada hazır bulunma hakkı adil yargılama kapsamında değerlendirilmekte olup, bu hakkın sınırlanması ancak ciddi şekilde gerekli olması halinde istisna olarak uygulanmalıdır. A.İ.H.M.'nin Marcello ...iola .... İtalya kararı temyiz duruşmasına ilişkindir. Bu nedenlerle ko...uşturma aşamasında;
1-) Genel kural sanığın duruşmada hazır bulundurulmasıdır. Bu hak ciddi nedenlere dayalı olarak mahkeme kararı ile sınırlandırılabilir.
2-) İlk ...e son sa...unmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yoluyla katılması açık kabulüne dayalı olmalıdır.
3-) Sesli ...e görüntülü yöntemle sa...unma alınması hâlinde sanık müdafiinin talebi durumunda sanığın yanında bulunma olanağı sağlanmalıdır.
Bu koşullar gerçekleştiğinde sa...unma hakkının kısıtlanmadığı kabul edilebilecektir.
Tüm bu açıklamalar karşısında; sa...unmasını duruşmada hazır bulunarak yapmak istediğini beyan eden ...e SEGBİS sistemiyle yapılan duruşmaya çıkmayan sanığın duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılaması yapılarak mahkûmiyetine karar ...erilmesi suretiyle sa...unma hakkının kısıtlanması," isabetsizliğinden bozulmasına karar ...erilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı ise 05.02.2016 gün ...e 159443 sayı ile;
"...Ceza yargılamasının temel ilkelerinden birini oluşturan '...asıtasızlık-doğrudan doğruyalık' ilkesi CMK'nun 193/1. maddesinde yer alan 'Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz' düzenlemesi ile ...ücut bulmuştur. Bu düzenleme gereğince yasal istisnaları hariç olmak üzere duruşmada hazır bulunmayan sanık hakkında yargılama yapılamaz. Ceza yargılamasının en önemli usuli işlemlerinden birisi olan sorgunun ne şekilde yapılacağı hususu da CMK'nun 196. maddesinde düzenlemiş olup, '...asıtasızlık' ilkesinin istisnalarından birisi CMK'nun 196/2. maddesinde yazılı olduğu üzere alt sınırı 5 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlar yönünden sanığın sorgusunun istinabe ile yapılabilmesine olanak sağlanmıştır. Bunun dışındaki suçlar yönünden ise istinabe yasağı söz konusu olup, sanığın mahkeme huzurunda bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır. Sanığın mahkeme huzuruna fiziken çıkarılamadığı durumlarda ise CMK'nun 196/4. maddesi gereğince 'Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ...e sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının ...arlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.' düzenlemesine istinaden sanığın sorgusunun yapılması, diğer duruşmalara ise iştirakinin sağlanması mümkün kılınmıştır. Madde gerekçesine göre, A...rupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde konu edilen 'adil yargılanma hakkı' ilkesiyle A...rupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararı gözetilerek, hâkimlerin hüküm ...ermeden önce sanığı bizzat görmeleri sağlanmaya çalışılmıştır.
SEGBİS, hem duruşma salonunda bulunanların sanığı, hem de sanığın duruşma salonunda bulunanları aynı anda görüp duyabildiği sesli ...e görüntülü bir iletişim sistemidir. Bu hâliyle CMK'nun 196/4. maddesinde yazılı koşulları sağlayan bir sistemdir. Sistemin kullanılması ile sanıkların bir yerden bir yere nakillerinde karşılaşılan güçlüklerin, gecikmelerin ...e hak kayıplarının önüne geçilerek yargılamanın süratle tamamlanması sağlandığı gibi, sistem sayesinde duruşmaya katılan sanıkların yargılamanın ...asıtasızlık ilkesine uygun olarak kendilerini sa...unma imkanları da sağlanmış olacaktır. SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılan sanık, o celsede dinlenen tanık ...eya bilirkişilere soru sorabilecek, ...arsa beyanlara itirazlarını dile getirebilecektir. Bu hâliyle sistemin kullanımı, ceza yargılamasının temel bir ilkesi olan '...asıtasızlık- doğrudan doğruyalık' ilkesini desteklemektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Atılı suçtan hakkında açılan kamu da...ası nedeniyle CMK'nun 250. maddesi gereğince göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmakta iken önce bu mahkemelerin daha sonra da 6256 sayılı Kanun ile TMK'nun 10. maddesi ile kurulan Ağır Ceza Mahkemelerinin kapatılması nedeniyle suç yerine göre Tokat Ağır Ceza Mahkemesine dosyası de...redilen sanığın tutuklu olarak yargılandığı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmalara fiziken katıldığı, 13.12.2006 tarihli ilk oturumun yapıldığı, sanığın bu celseden itibaren on beş celse boyunca çeşitli nedenler ileri sürerek sa...unma yapmadığı, ancak 18.05.2010 tarihli 16. celsede sa...unmasını yazılı olarak sunduğu, dosyanın Tokat Ağır Ceza Mahkemesine yetkisizlik kararı ile gönderilmesinden sonra Tokat Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan hükmün de ...erildiği tek celseye SEGBİS aracılığıyla katılmayı reddettiği, mahkeme huzuruna çıkarılmak isteğinin mahkemece kabul görmediği anlaşılmıştır. Sanığa duruşmalara SEGBİS aracılığıyla katılma, da...anın esası hakkında son sa...unmasının yapma fırsatı ...erildiği hâlde, sanığın duruşmalara katılımı konusunda SEGBİS'i ...asıta kılmak istememesi ...e bu nedenle duruşmalara iradi olarak katılmaması hâlinin, sa...unmasını yapmamak suretiyle yargılamayı sürüncemede bırakma eğilimi içinde olduğu gözlenen sanığın sa...unma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurmayacağı, SEGBİS kullanımının CMK'nun 196/4. maddesindeki düzenlemeye uygun olduğu..." görüşüyle itiraz kanun yoluna baş...urmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesince, 23.02.2016 gün ...e 1217-1269 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ...e açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı arasında oluşan ...e Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren 765 sayılı TCK'nun 146. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan yargılanan, yargı çe...resi dışında tutuklu bulunan ...e ses ...e görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) ile sa...unma yapma imkanı tanınan sanığın, Cumhuriyet sa...cısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ...e hükmün açıklandığı son oturuma getirtilmeden karar ...erilmesinin sa...unma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle, 5271 sayılı CMK'nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında 25.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile yapılan değişiklik göz önüne alındığında bu hususun bozma nedeni yapılıp yapılmayacağı değerlendirilmelidir.
Sanığın, 20.05.2006 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ...eya el değiştirmesi ...e 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından tutuklanarak Adana F Tipi Yüksek Gü...enlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderildiği, daha sonra inceleme kapsamındaki Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil, ilgaya teşebbüs suçundan hakkında açılan kamu da...ası nedeniyle CMK'nun 250. maddesi ile göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlandığı, 12.12.2006 tarihinde ise Ankara 1 Nolu F Tipi Yüksek Gü...enlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiği,
Tutuklu bulunan sanığın, CMK'nun 250. maddesi ile göre...li Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki 13.12.2006 tarihli ilk oturuma cezae...inden getirilmediği, baro tarafından atanan sanık müdafii A.... ....'ın ise duruşma salonunda hazır bulunduğu,
09.02.2007 tarihli oturumda, A.... ...'ın sanık müdafii olarak, sanık ile birlikte duruşmaya katıldığı, bu nedenle yerel mahkemece baro tarafından atanan A.... ....'ın müdafilik göre...inin sona ermesine karar ...erildiği, söz konusu oturumda sanığın, iddianamenin kendisine tebliğ edilmediğini, bu sebeple sa...unmasını hazırlayamadığını beyan ettiği, bunun üzerine yerel mahkemece duruşma salonunda iddianamenin sanığa tebliğ edilerek sa...unmasının gelecek oturum alınmasına karar ...erildiği,
Sanık müdafii A.... ...'ın hazır bulunduğu 06.04.2007, 15.06.2007 ...e 07.09.2007 tarihli oturumlarda, sa...unmasını hazırlayamadığı için mehil istediğini ifade eden sanığın sa...unmasının gelecek oturum alınmasına karar ...erildiği,
Sanık müdafiinin hazır bulunduğu 30.11.2007 tarihli oturumda, sa...unmasını hazırlayamadığı için tekrardan süre talebinde bulunan sanığa yeniden mehil ...erilmesine yer olmadığına karar ...erildiği,
18.05.2010 tarihli oturuma kadar benzer şekilde sa...unma yapmayan sanığın, müdafiinin de hazır bulunduğu bu oturumda sa...unmasını yaptığı, sanık ...e müdafiinin hazır bulunduğu 13.11.2012 tarihli oturumda ise yargılamaya son ...erilerek sanığın inceleme kapsamındaki 5237 sayılı TCK'nun 309/1 ...e 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün tefhim edildiği, resen temyize tâbi olan hükmün, sanık ...e müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.12.2013 gün ...e 7392-16704 sayı ile; suç tarihinin 01.06.2005 tarihinden önce olması nedeniyle sanık hakkında lehe olan 765 sayılı TCK'nun 146/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar ...erildiği,
Bozmadan sonra Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince 20.10.2014 tarihinde açılan oturuma katılan sanığın, bozma ilamına bir diyeceği olmadığını, aleyhine olan hususları kabul etmediğini beyan ettiği, bu oturumda TMK'nun 10. maddesi uyarınca kurulan ağır ceza mahkemelerinin, 06.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanun gereğince kapatılması nedeniyle yetkisizlik kararı ...erilerek dosyanın Tokat Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
Sanığın, Ankara 1 Nolu F Tipi Yüksek Gü...enlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutukluluk halinin dosyanın Tokat Ağır Ceza Mahkemesine de...rinden sonra da de...am ettiği, Tokat Ağır Ceza Mahkemesince, tutuklu sanığın 13.02.2015 tarihli oturuma katılımının sağlanması bakımından SEGBİS imkânlarının bulunduğu bir yerde hazır edilmesinin cezae...i idaresinden istendiği, buna istinaden cezae...i idaresince bozma ilamı, yetkisizlik kararı ...e duruşmanın 13.02.2015 tarihinde yapılacağına dair çağrı kağıdının 25.12.2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği,
Sanık müdafii A.... ...'a ise, bozma ilamı, yetkisizlik kararı ...e duruşma gününü bildirir çağrı kağıdının 06.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği,
Sanığın yerel mahkemeye hitaben yazdığı 16.01.2015 tarihli dilekçede; SEGBİS'in sa...unma hakkını kısıtladığını, duruşma salonuna getirtilerek huzurda sa...unma yapmak istediğini belirttiği,
13.02.2015 tarihli oturumda cezae...i idaresi tarafından sanığın SEGBİS ...asıtasıyla ifade ...ermek istemediğinin bildirildiği, ayrıca söz konusu oturumda A.... ...'ın hazır bulunmaması nedeniyle baro tarafından atanan A.... ...'nın müdafii olarak göre...lendirilmesine karar ...erilip yargılamaya de...am olunduğu, aynı oturumda Cumhuriyet sa...cısının esas hakkındaki görüşünü açıkladığı, sanık müdafiinin esas hakkındaki sa...unmasını yapmasından sonra yargılamaya son ...erilerek hükmün tefhim edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şüpheli ...eya sanığın ifadesinin alınmasında ...eya sorguya çekilmesinde uyulacak hususları belirleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "İfade ...e sorgunun tarzı" başlıklı 147. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde ifade ...e sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılacağı düzenlenmiş,
20.09.2011 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Ses ...e Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmeliğin;
3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; SEGBİS:“UYAP Bilişim Sisteminde ses ...e görüntünün aynı anda elektronik ortamda iletildiği, kaydedildiği ...e saklandığı Ses ...e Görüntü Bilişim Sistemi” olarak tanımlanmış,
14. maddesinin 1. fıkrasında; "Teknik altyapının hazır olması durumunda ceza infaz kurumunda bulunan kişi SEGBİS ile dinlenebileceği gibi, SEGBİS üzerinden duruşmalara da katılabilir." hükmü getirilmiştir. Böylelikle, ceza infaz kurumunda, teda...i kurumunda ...eya yargı çe...resi dışında bulunan kişilerin dinlenilmesinde SEGBİS'in kullanılmasına ilişkin usul ...e esaslar belirlenmiştir.
Sanık hazır olmaksızın duruşma yapılamayacağı kuralını düzenleyen CMK’nun “Sanığın duruşmada hazır bulunmaması” başlıklı 193. maddesinin birinci fıkrası, “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar ...erilir” hükmünü amirdir. Bu kuralın istisnaları da aynı maddenin 2. fıkrasında “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar ...erilmesi gerektiği kanısına ...arılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da da...a yokluğunda bitirilebilir”,
194. maddenin ikinci fıkrasında “Sanık sa...uşur ...eya ara ...ermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ...e artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, da...a yokluğunda bitirilebilir”,
195. maddesinde “(1) Suç, yalnız ...eya birlikte adlî para cezasını ...eya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek da...etiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır”,
200. maddenin birinci fıkrasında “Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin ...eya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ...e dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar ...erebilir”,
204. maddesinde “(1) Da...ranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre sa...unması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ...e bitirir. Ancak, sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir müdafi göre...lendirilmesini ister. Oturuma yeniden alınmasına karar ...erilen sanığa, yokluğunda yapılan işlemler açıklanır” şeklinde gösterilmiştir.
Uyuşmazlık konusunun çözümüne ışık tutacak olan “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlıklı CMK’nun 196. maddesi ise suç ...e karar tarihi itibarıyla;
“(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık ...eya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ...e daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet sa...cısı ile sanık ...e müdafiine bildirilir. Cumhuriyet sa...cısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda ...ermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ...e sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının ...arlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.
(5) Hastalık ...eya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çe...resi dışındaki bir hastahane ...eya tutuke...ine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar ...erilebilir.
(6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu hâlinde, bu tarihten önce duruşma açılarak ...eya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir” şeklinde iken 25.08.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile anılan maddenin dördüncü fıkrası; "Hâkim ...eya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ...e sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir ...eya duruşmalara katılmasına karar ...erilebilir." biçiminde değiştirilmiştir.
Görüldüğü üzere, 694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan birinci değişiklik “yukarıdaki fıkralar içeriğine göre” ibaresinin madde metninden çıkarılmasıdır. Bu halde alt sınırı beş yıl ...e daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda sanığın huzurda dinlenilmesine ilişkin gereklilik, sanığın istinabe suretiyle sorguya çekilmesini düzenleyen aynı maddenin ikinci fıkrası bakımından de...am etmekte iken, sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunun yapılmasını düzenleyen dördüncü fıkrası bakımından aranmamıştır. Böylelikle, alt sınır ayrımı yapılmaksızın tüm suçlar yönünden sanığın SEGBİS yöntemi uygulanarak sorgusu yapılabilecektir.
694 sayılı KHK'nın 147. maddesi ile CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan ikinci değişiklik ise “Hâkim ...eya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda” ibaresinin madde metnine eklenmesidir. Bu manada, somut yargılamanın şartlarına göre bir değerlendirme yapacak olan yerel mahkeme, zorunlu gördüğü durumlarda, sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunu yapabilecek ...eya sorgusu yapılan sanığın bu sistem ...asıtasıyla oturumlara katılmasına karar ...erebilecektir.
Buna göre; yargılama usulüne ilişkin hükümlerin derhal uygulanması zorunluluğu dikkate alındığında, 694 sayılı KHK'nın 147. maddesiyle CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle, hakim ...eya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, alt sınırı beş yıl ...e daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan yargılanan ...e mahkeme huzuruna getirilme talebi bulunan sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunun yapılması ...eya duruşmalara katılımına karar ...erilmesi bozma nedeni oluşturmayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yargılandığı suçtan dolayı mahkemenin yargı çe...resi dışındaki bir ceza infaz kurumunda tutuklu olup 13.02.2015 tarihli oturumda kendisine SEGBİS ...asıtası ile sa...unma yapma imkânı tanınan sanığın, 16.01.2015 tarihli dilekçesinde duruşmaya bizzat katılmak istediğini belirtmesine karşın, Cumhuriyet sa...cısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ...e hükmün açıklandığı 13.02.2015 tarihli son oturumda duruşma salonunda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkûmiyetine karar ...erilmesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan muhakeme kurallarına göre sa...unma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğu ileri sürülebilir ise de; hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesiyle CMK’nun 196. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, yerel mahkemenin zorunlu gördüğü hâllerde, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı yargılanan ...e duruşma salonunda hazır edilme talebi bulunan sanığın SEGBİS yöntemi ile sorgusunu yapabileceğinin ...eya duruşmalara katılmasına karar ...erebileceğinin hüküm altına alınması ...e yargılama usulüne ilişkin hükümlerin derhal uygulanması zorunluluğu göz önüne alındığında, bu aşamada Özel Dairenin, SEGBİS yoluyla yapılan duruşmaya çıkmayan sanığın duruşmada hazır bulundurulması sağlanmadan yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması isabetsizliğine ilişkin bozma nedeninin yerine getirilme imkanının bulunmadığı, bu yönde yapılacak bozmanın sonuca etkili olmayacağı ...e yargılamanın uzamasına neden olacağı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar ...erilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,
2- Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 01.12.2015 gün ...e 5499-4564 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsa...cılığına TE...DİİNE, 13.02.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar ...erildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
- Admin
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 29680
- Kayıt: 22 Mar 2012 12:08
- Meslek: Hukukçu
- İletişim:
Re: SANIĞIN DURUŞMALARDAN VARESTE (BAĞIŞIK) TUTULMASI - CMK 196 - YARGITAY KARARLARI
17. Ceza Dairesi 2017/5256 E. , 2019/305 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Yüzüne karşı verilen hükmü 1412 sayılı CMUK'nun 310/1-2. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 22/07/2015 tarihinde temyiz eden sanık ... müdafiinin temyiz isteminin aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık ...’in adli sicil kaydında tekerrüre esas daha ağır ilamlar olmasına rağmen daha hafif ilamın tekerrüre esas alınması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesi'nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar ... ve müdafii, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Sanık Alaattin Aydin hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Sanığın 22.06.2015 tarihli talep dilekçesinde SEGBİS sistemi ile kendisini iyi ifade edemediğinden bahisle duruşmalara bizzat katılmak istediğini beyan ettiğinin ve bu talebin mahkemece 25.06.2015 tarihli celsede gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğinin anlaşılması karşısında;
Karar tarihinden sonra 15/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesiyle CMK 196. maddesinde yapılan ve 01/02/2018 tarihli 7078 sayılı Yasa'nın 142. maddesiyle aynen kabul edilen değişiklikle;
Hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusunun yapılabilmesine veya duruşmalara katılabileceğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anılan kanun gerekçesinde de; düzenlemeyle sanığın duruşmada hazır bulunmasının tarafların güvenliklerini tehlikeye düşürmesine veya davanın makul sürede sonuçlandırılmasına engel olması ya da buna benzer başka sebeplerin varlığı ile mahkemece zorunlu görülmesi halinde, yurt içinde bulunan sanığın sorgusunun SEGBİS kullanılmak suretiyle yapılabilmesi veya duruşmalara katılabilmesinin öngörüldüğü,
Nitekim YGGK 13/02/2018 tarih, 2016/16-814 Esas, 2018/42 Karar sayılı ve 27/02/2018 tarih, 2017/16-33 Esas, 2018/74 Karar sayılı kararlarında da, yukarıda belirtilen kanun değişikliği itibarıyla hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan yargılanan ve mahkeme huzuruna getirilme talebi bulunan sanığın SEBGİS yöntemi ile sorgusunun yapılmasına ve duruşmalara katılımına karar verilmesinin bozma sebebi oluşturmayacağına karar verilmiştir.
SEGBİS sistemi aracılığıyla ifade vermek isteyen sanığın sorgusunun, kanun gerekçesinde de belirtildiği gibi zorunlu görülen tarafların güvenliklerinin tehlikeye düşmesi veya davanın makul sürede sonuçlandırılmasına engel olması gibi hangi durumların gözönünde bulundurulduğu açıklanıp belirtilmeden duruşmada hazır bulundurulmayıp SEGBİS aracılığıyla sorgusu yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Alaattin A.’ın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Yüzüne karşı verilen hükmü 1412 sayılı CMUK'nun 310/1-2. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 22/07/2015 tarihinde temyiz eden sanık ... müdafiinin temyiz isteminin aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık ...’in adli sicil kaydında tekerrüre esas daha ağır ilamlar olmasına rağmen daha hafif ilamın tekerrüre esas alınması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesi'nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar ... ve müdafii, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Sanık Alaattin Aydin hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Sanığın 22.06.2015 tarihli talep dilekçesinde SEGBİS sistemi ile kendisini iyi ifade edemediğinden bahisle duruşmalara bizzat katılmak istediğini beyan ettiğinin ve bu talebin mahkemece 25.06.2015 tarihli celsede gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğinin anlaşılması karşısında;
Karar tarihinden sonra 15/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 694 sayılı KHK'nın 147. maddesiyle CMK 196. maddesinde yapılan ve 01/02/2018 tarihli 7078 sayılı Yasa'nın 142. maddesiyle aynen kabul edilen değişiklikle;
Hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusunun yapılabilmesine veya duruşmalara katılabileceğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anılan kanun gerekçesinde de; düzenlemeyle sanığın duruşmada hazır bulunmasının tarafların güvenliklerini tehlikeye düşürmesine veya davanın makul sürede sonuçlandırılmasına engel olması ya da buna benzer başka sebeplerin varlığı ile mahkemece zorunlu görülmesi halinde, yurt içinde bulunan sanığın sorgusunun SEGBİS kullanılmak suretiyle yapılabilmesi veya duruşmalara katılabilmesinin öngörüldüğü,
Nitekim YGGK 13/02/2018 tarih, 2016/16-814 Esas, 2018/42 Karar sayılı ve 27/02/2018 tarih, 2017/16-33 Esas, 2018/74 Karar sayılı kararlarında da, yukarıda belirtilen kanun değişikliği itibarıyla hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan yargılanan ve mahkeme huzuruna getirilme talebi bulunan sanığın SEBGİS yöntemi ile sorgusunun yapılmasına ve duruşmalara katılımına karar verilmesinin bozma sebebi oluşturmayacağına karar verilmiştir.
SEGBİS sistemi aracılığıyla ifade vermek isteyen sanığın sorgusunun, kanun gerekçesinde de belirtildiği gibi zorunlu görülen tarafların güvenliklerinin tehlikeye düşmesi veya davanın makul sürede sonuçlandırılmasına engel olması gibi hangi durumların gözönünde bulundurulduğu açıklanıp belirtilmeden duruşmada hazır bulundurulmayıp SEGBİS aracılığıyla sorgusu yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Alaattin A.’ın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
kararara.com sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj